Geçen hafta, Akdeniz Bölgesi eğitim gezisine katıldım; Turist rehberliği sürecim için.
46 kişilik otobüste 44 tane rehber ya da rehber adayı vardı. Bir eğitmen rehberimiz, bir tane de Turizm Kültür Bakanlığı görevlisi ile, kaptanımızın da üstün başarısıyla, koca otobüsümüzle Likya’nın, Pamfilya’nın dik dağlarındaki antik kentlere tırmandık. Finike yollarında kıvrıla kıvrıla yol aldık. Üçağız’a vardık. En çok sevdiğimi; tekneyle Kekova turunu yaptık. Antalya’da piyaz, Mersin’de tantuni, Adana’da kebap yedik, Alanya’da sahilde güneşi batırdık. Çok keyifli bir eğitim turu yaptık. Son gece TUREB’in sınavı vardı. Mersin Anemon Otel’de yemek salonunda önce yemeğimizi yedik, sonra aynı masalarda sınava girdik. Günlerden pazardı ve yan salonda da düğün vardı; erik dalı eşliğinde, sınavımızı verdik. Masalarda 4 kişi oturduk. Eğitmen rehberimiz soruları yazdırdı, biz alelacele sular seller gibi, soruları yanıtlamaya başladık.
Yanımda Gazi Üniversitesi’nden akademisyen bir arkadaşım oturuyor. O kadar hızlı yazıyor ki kağıdına cevapları; kâh sandalyesinde dönüyor, cevap kağıdına yazarken, kağıdı benim kağıdıma doğru yol alıyor. Kimsenin kopya çekmeye falan niyeti yok, çünkü çok çalışmışız. Ama arkadaşım o kadar yoğun ve hızlı yazıyor ki, kağıdına sığamayan, Grek agoraları, Roma tiyatroları benim kağıdıma doğru gelmek istiyor ama ben de istemiyorum; çünkü benim kağıdım da bir o kadar dolu. Hocamız, bölgedeki bir antik kenti en fazla bir sayfayı geçmeyecek şekilde anlatın demişti; benimki şimdiden oldu bir buçuk sayfa. Yan kâğıttan taşan ion başlıklı sütunlar, hamamlar, gymnasiumlara yer yok benim kağıdımda. Zavallı antik kent mimari öğeleri, sayfalara sığamayınca, masadan birer birer atladılar, ayaklarımızın altında gezinmeye başladılar. Ay aman; o mermer sütunlara, canım Artemis heykellerine basıp da kırmayalım diye uğraşmaya başladık bu kez de. Arkadaşım hızlı hızlı yazıp, kağıdını ilk veren oldu, onu da anlıyorum tabii ki; öğretmen iken öğrenci olup da, sınava girmek strese sokar insanı… Artık yere dökülen frizler, lahitler kusura bakmasın, o kadar rehber ve rehber adayının beyin jimnastiğinden geriye kalanlar da, ertesi sabah ait oldukları antik kentlere doğru yola çıktılar, yeni ziyaretçilerine o zamanların ruhunu tekrar yaşatabilmek için.
Semra Demirağ