Yaşam kaynağımız olan su için gelin birlikte bir karar verelim. İçtiğimiz suda, çayda hiç artık bırakmamak üzere harekete geçelim. Bir damla suya muhtaç kalmadan suyun her bir damlasını aziz bilelim ve koruyalım.
Bir damla suyumuz dahi boşa gitmesin. Yolundan etmeyelim bir damlayı dahi.
Gönül mimarı Hz. Mevlana (ks) bakınız ne güzel açıklamış: “Gerçek aşkı bilen kalp bir damla suya bile hürmetle bakar.”
Su sanat-ı ilahidir, ikram-ı ilahidir. Su yaşamın ta kendisi. Su rahmettir, su berekettir. Su bulutların değerli yüküdür. Her damlası çok değerli. Her bir damla su bir hayat demek. Su bittiğinde halimizin ne olacağını bir gün susuz kaldığımızda daha iyi anlayabiliyoruz.
Bugün büyük miktarda su tüketiyoruz. Suyumuzu ve doğal kaynaklarımızı israf ediyoruz. Ortaya konulan veriler su kullanım, tüketim hassasiyetinin arttırılması gerektiğini gösteriyor. Su krizi büyük bir tehdit oluşturuyor.
Rakamlar bizi şaşırtıyor, ürkütüyor, geleceğimiz, torunlarımız adına bizi kaygılandırıyor.
Tahminlerimizin ötesinde bir durumla karşı karşıyayız aslında. Bin bir emekle kapımıza, evimize, elimize gelmiş olan suyun israf edilmesi, heba edilmesi çok üzücü.
Bir damla suyun israf edilmemesi, suda israfı önlemek, sorumluluk üstlenmek, su kullanım bilincini, su dostluğunu tabana yaymak açısından önemli görüyorum.
Suyla ilgili süreçleri düşündüğümüzde çok geniş ve en tepeden ele alınması gereken, herkesin, tüm zincirin halkalarını içine alması gereken bir konu.
Sadece su kaybı değil…Sadece kayıp ya da atık suyu kaybetmiyoruz, aynı zamanda su, toprak, enerji, iş gücü, sermayeyi yok ediyoruz.
Su israfının önlenmesi demek üçlü kazanç olarak değerlendiriliyor.
Şirketler ve tüketiciler için para kaybının önlenmesi, daha az israfla daha fazla insanın suya ulaşması ve enerji, iklim, su ve toprak kaynakları üzerinde baskının azalması anlamına geliyor.
Su atık ve kaybının önlenmesi amacıyla bir adım attık. Dünyamız için büyük, sizin için küçük bir adım…
Şunun farkına varmalıyız ki, suyun her damlası bütün dünya için çok değerli ve biz her damlasından sorumluyuz. Son dönemde “Suda, çayda sıfır artık” başlığıyla bir hareket başlattık.
Her şey yarısı içilip atılmış pet şişelerle başladı. Oysa dünyanın pek çok yerinde insanlar bir damla suya ulaşmak için kilometrelerce yol kat ediyorlar ya da hayatlarını veriyorlar. Biz kolay ulaştığımız için değersizmiş gibi algılıyoruz. Dolayısıyla şimdi neden olduğumuz bu büyük kaybı önlemek için “içtiğimiz suda, içtiğimiz çayda sıfır artık” diyoruz. İsrafa son diyoruz. Biz ibriğinde artan suyun israf olmaması için “Götürün bunu akarsuya dökün” diye bir Peygamberin ümmetiyiz. Suyu israf edemeyiz.
Sünnetimi yaşatan beni sevmiş olur, beni seven de cennette benimle beraber olur der Hz. Muhammed (sav).
Haydi bir damla sudan yaratılmış canlar olarak suya gönül verelim. Su gönüllüsü olalım. Gelin, hep birlikte içtiğimiz suda, içtiğimiz çayda bir damla dahi artık bırakmayalım. Sudaki israfa karşı duruş sergileyelim. “Suda, Çayda Sıfır Artık” diyelim, söz verelim. En az 3 kişiden de söz alarak su israfındaki bu büyümeye karşı duruş sergileyelim. Her bir damlayı bir hayat, her hayatı bir damla su olarak görelim. Su israfının hayatın israfı olduğunun farkına varalım. Suyumuzu geleceğe taşıyalım.
İnanıyorum ki, su ile başlayacak israfsız yaşam yaklaşımı, alışkanlığı zaman içerisinde hayatımızın tüm safhalarına yansıyacak ve bir yaşama biçimi haline dönüşecektir.
Su tasarrufuna katkı yaşama katkıdır. Yarını korumak isteyenler suyu korumalıdır.
Şunu her daim hatırlayalım ki, içtiğimiz her bir bardak suda, çayda arta kalan her damla da en az mucizevi bir şeklide yaratılan, değerli ve biriciktir, onu aziz bilelim, koruyalım.
Su’yu Rahmet-i İlâhiyenin bizlere, tüm canlara, canlılara ve bir damla sudan su kardeşlerimize lâtîf bir hediyesi olduğu cihetiyle sevelim, koruyalım ve gelecek nesillere taşıyalım.
Her daim hatırlayalım ki, her bir damla su bir can, her can bir damla su…