Yaz gününün nemli havasında günün yorgunluğu ve havanın bunaltısı içerisinde eve dönüş için aracımın koltuğuna oturmuş kafamı dağıtmak ve serinlemek maksadıyla klimanın tuşlarına sonrasında radyoya uzanarak hafiften çevirmiştim ki
Ajans haberlerinde spiker Kınamadan bahsediyor
Yolun gürültüsü olsa gerek haberi takip edemedim.
Fakat bir yandan da kendi kendime soruyorum.
Niye bu “Vakurlar” birbirlerine kına yakar ki bir kutlamamı var.
Yok artık kına kutlaması yapacak değiller ya
Hem ne kınası ki!
Orman yanıyor
Asfaltta domates yetiştiriliyor
Emekli 2024 şenliklerinde
Toplumda “Ben” Çıbanı yayılmış
Yaz günü ne kınası ki!
Yoksa tatil ortası buluştukları için mi?
Kınalaşmışlar...
Yoksa Kınası eksik olanlara kına mı sürmüşler.
Vakti zamanında, çiğ köftenin kıvamı için tavana fırlatan kültürüm yaz günü kına savaşı mı yapıyor?
Kimi hanımlar düğünlerde birbirlerine kınalarını gösterir. Hatta onları öyle güzel işlerler ki birbirlerine gıpta edercesine halayın başına geçerler.
İnce narin uzun parmakların üzerindeki altın zincirin ışıltısı ile kınalı oymalı eller gecenin karanlığında havaya kalkar ve raks eder.
Tevafuk olsa gerek,
Eller havaya kalkmış,
Avuçlar kimi zaman yanaklarla
Yumruklar ise dudaklarla buluşmuş.
Aynı tabaktan yer iken ben doydum sen de ye diyerek ballı kaymaklı kaşıkları birbirlerine uzatanlar şimdi son lokmanın kavgasını yapan evin yaramazları gibiler.
Şahit yazılmak istemeyenler arka kapıdan sıvışmış olayı duyan baba apar topar eve koşar.
Toplamış “Ev Meclisini”
Küfürbaz çocuğunun ağzına biber sürerim diye korkutsa da!
Avuç içini gösterene de
Yanağı kızarana da
Bir güzel kına yakmış.
Kınan mışşş kuzular mutlu huzurlu mesut hoşnut bir şekilde tatillerine dönmüşler.
Onlar ermiş muratlarına yakmışlar kınama mışşları dönmüşler karidesli sofralara biz çıkalım ucuzlayan akşam pazarına
Pazar ola Azık ola
Azık ola Rızık ola
Rızık ola Helal ola
Helal den Yiğit ola
Yiğit den Adam ola
Adam dan. ola