Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Mahsun Kalpler Gözüpek Leventler

Mahsun Kalpler Gözüpek Leventler

 

Kahramanların uzun soluklu yolculuğunu trajik olaylar zinciri ortaya çıkarır. Normal yaşamları ters yüz olunca ve yeni normale adapte olma durumları ortaya çıkınca asıl o zaman kahramanlık serüvenleri gerçek boyutuyla tezahür eder.

Son depremde çok kahraman gördüm!

En büyük kahramanlar hayattan farklı yaşlar almış ömrün her aşamasında iken şehit olan; kazançları riyasız ve çıkarsız duygularla hiçbir hesabi hendeseye girmeden hasbi olarak sadaka hükmüne geçen on binlerce vefat etmiş kardeşlerimizdir hiç şüphesiz.

Hayatta kalan kahramanların en samimi ve içten olanları her daim hürmete layık olarak baş tacı edilmesi gerekenler enkazların başında ateş yakmış, tozlar ve dumanlar arasında, sırtına bir battaniye almış, gözü yaşlı, dili dualı, kalbi paramparça olmuş yakınlarını umut dolu duygularla ama isyan ve infial etmeden mütevekkil bir halle bekleyen insanları gördüm.

Bu kahramanların kahramanını depremin ilk anından itibaren koca enkaz yığınları arasında hayatlarını düşünmeden, iğne ile kuyu kazar gibi bir canlıya ulaşmak için saatlerini harcayan, o enkazdan ona koşan, her canlı sesi gelen binaya can simidi olmaya çalışarak enkaz başında umut bekleyenlere umut olan kurtarıcıları gördüm.

Bu kahramanların kahramanını kendi benliğini unutarak hiçbir şeye aldırış etmeden, gece demeden gündüz demeden, açlık susuzluk nedir bilmeden, hatta istemeyerek de olsa depremzede yakınlarının türlü türlü hakaretlerine maruz kalan, hayatta kalan mahsun ve mağdur depremzedelere hayat olmaya çalışan, enkazda canlı arayanların bu canlara ulaşması için onların hizmetlerinin önünü açarak ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışan resmi veya gönüllü hizmet sunan isimsiz kahramanları gördüm.

Bu kahramanların kahramanlarını da ülkemin her köşesinden neyi var neyi yok kendinde olanı seferlere koyan, el emeği göz nuru biriktirdiklerine yüreğindeki şefkati ve her türlü iyi duygularını da zarf ederek gece gündüz demeden depremzedelere ulaştıran bu asil milletimi gördüm.

Ey Rabbim! Azametinin insan idrakini hiçe indiren Celal tecellileri karşısında ürperirken düştüğüm korku azabının çukurundan ve ümitsizlik girdabının dehşetinden rahmetinin Cemal tecellileri olan bu ümmetin fedakarlığı ve o tertemiz gönül sofrasında oturarak kurtuldum. Hatta Hazreti Ebubekir gibi ailesine ve kendisine sadece Allah ve resulünü bırakarak bütün birikmişliğini depremzedelere gönderen Müslümanları görünce bu felaketin mutlaka saadet doğuracağına imanım daha da ziyadeleşti.

Ah o kahramanlar arasında kendimi ne kadar aciz ve yetersiz gördüm bir bilseniz. Onca ümmet bu acıyı yaşamasaydı ben ölseydim dediğimi ve bunu ne çok istediğimi bir bilseydiniz.

O kadar çok fedakâr ve asil insanlarla karşılaşırsınız öyle hikâyeler yazılır veya yazılanlara şahit olursunuz ki böyle zamanlarda hangisini söyleseniz kelimeler kifayetsiz kalır. İsterseniz onlardan birisini azıcık da olsa anlatayım size.

Koordinasyon merkezinden Adıyaman’ın uzak bir ilçesinin bir köyüne acilen uyku tulumlarının götürülmesi vazifesini bizim ekibin ifa etmesini istediler. Malzemenin alınacağı adresi aldık. Hemen yola koyulduk.

Malumunuz! Nereden malumunuz olacak! Şehir yıkık olduğu için bir yerden bir yere gitmek dakikalarınızı bazen saatlerinizi alıyordu. Uzun bir uğraştan sonra Adıyaman Organize Sanayi Bölgesindeki o adrese geldik. Telefonda görüştüğümüz kişi kapıda bizi bekliyordu. Kısa bir tanışmadan sonra malzemeleri alacağımız yeri gösterip bana içeriye gelmemi ve birisiyle tanışmamı istedi kardeşimiz. İçeriye gittiğimizde karşımdaki kişinin, onca yardımın başında olan hatta depremin ilk zamanlarından itibaren burada AFAD ile koordinasyon içinde çalışanın Mahsun Kırmızıgül olduğunu gördüm.

Evet o da isimsiz diğer bütün kahramanlar gibi bu şehirde konuşlanmış İstanbul ve ülkenin her yerindeki dostlarıyla iletişim kurarak özellikle Hatay’daki kahramanlardan Haluk Levent ile sürekli koordinasyon kurarak depreme acil çare ve çözümler bulmak için çalışıyordu. Bir yandan resmi otorite ile ilişki içinde depremzedelere çare olmaya çalışıyor diğer yandan yıllardır biriktirmiş olduğu sanat sermayesini bu deprem bölgesine aktarmaya uğraşıyordu. Görünmeden ama deprem bölgesinde varlıklarıyla olmak isteyenlerin bir kısmı ona diğer kısmı da Haluk Bey’e ulaşıyordu zannederim. Ayak üstü konuşmalarımız oldu. Adıyaman’ın köyleri dahil ciddi bir temel ihtiyaç olmadığını bilhassa köylerinde hasarın az olduğunu söyleyince yüzündeki memnuniyet ifadelerinin candan ve canandan alınan iyi haberler merkezli bir sevinç olduğunu gördüm.

Yerinde duramıyordu kendisi. Sanki DEPREM oynanmışve cihanı sarsmış film gibiydi.Bu filmin yıkımını onaran MİLLETİMİZ ana karakter Mahsun ve ekibi de diğerleri gibi ellerinden geldiği kadar çare olmaya çalışan görünmez karakterlerdi. Depremzedelerin imdadına koşmak gayesiyle isteklere cevap vermesi gereken bir sorumluluğu sırtına yüklemiş ve canhıraşane ofisinde bir o tarafa bir bu tarafa gidip geliyordu.

Sesi titrekti çünkü enkaz altında kalanların yaşamından her an umutlar kesiliyordu.

Sesi yanıktı ölenler için birer ağıttı.

Sesi çocuksuydu çünkü hayatta kalan çocuklar için çareler söylüyordu.

Sesi kısıktı çünkü depremin ne kadar büyük bir coğrafyaya yayıldığını ve insanı aciz bırakan depremi anlamak için yetersiz kaldığını biliyordu.

Elinde telefon sürekli dostlarıyla bu bölgeye yapılacak yardımların koordinasyonunu yapıyordu Mahsun Bey. “Kimin ne ihtiyacı olursa lütfen bize bildirin. Çadır, uyku tulumları, gıda, giysi ve sağlık malzemeleri. Elimizde olanı hemen veririz Hocam” dedi. Bu ayak üstü görüşmeden sonra malzemeleri almak için oradan ayrıldık.

Sonradan anladık ki Mahsun Bey yardımcılarıyla gecenin ilerleyen vakitlerinde Adıyaman’ın merkezine bilhassa mahalle aralarına gidiyor ve ihtiyacı olan depremzedelere bizzat yardımlarını yapıyor veya yardım alacakları tespit ediyormuş.

Hazreti Mevlana derki bir kabın içinde ne varsa dışına o taşar. Bütün deprem coğrafyası ve güzel ülkemin her kuşesi içindeki bu güzelliklerin dışa taştığı sayısız kahramanlarla doludur.

İçinde zakkum, dilende zehir, cebinde akrep olan sadece karanlıklarda dolaşan yarasalar gibi goygoycuları veya lümpen jakobenleri hatta konuşmanın şehvetine kapılıp dinlemenin erdeminden uzak bedbinleri bunca güzelliklerin yanında anmak iyiliğe ve iyilik kahramanlarına en büyük bir hürmetsizliktir.

Analar kahramanlar doğurdukça kahramanların yolculuğu devam edecek.

Güncellenme Tarihi
  • 06 Mart 2023,
Yazının Adı
Mahsun Kalpler Gözüpek Leventler