Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Kütüphaneler

Kütüphaneler

Geçtiğimiz öğretim yılının bahar döneminde haftanın bir gününü günde en az altı saat olmak kaydıyla kütüphanede geçirdim. Benim için tekrar yuvaya dönüş gibi oldu. Salgın dönemi olan 2020-2022 yılları arasında kütüphanelerle fiziksel iletişimim kesilmişti. Sonrasında da dijitalleşmenin sağladığı imkânlar sayesinde kitaplara ve makalelere tüm çalışma ortamlarımdan uluşabildiğim için kütüphanelere dönme konusunda tembellik yaptım. Kütüphanede olmak, orada çalışmak ve özellikle gençlerle birlikte öğrenme amaçlı faaliyetlerde yer almak kendimi her zaman olduğu gibi yine iyi hissettirdi.

Çocukluğumdan beri kütüphanelere karşı ilgim vardır. Kütüphanede kitap okumayı, ders çalışmayı ve üye olarak ödünç kitap almayı hep sevmişimdir. Gittiğim okulların imkânlarına bağlı olarak hem küçük kütüphanelerde hem de binlerce kişiye hizmet verme kapasitesi olan ve yüzbinlerce kitaptan oluşan koleksiyonu bulunan kütüphanelerde bulundum. Kütüphanelere gidince önce derin bir sessizlik ile hayatımın yavaşladığını ardından da kaldığım süreye bağlı olarak dinginliğimin arttığını fark ediyorum. Böyle olunca da küçük ya da büyük her kütüphane bana sanki bir mabede girmişim gibi sükûnet veriyor.

Bu huzura erme durumları özellikle antik kentleri ziyaret ettiğim vakitler daha da artıyor. Bir antik kenti gezerken gözlerim öncelikle kütüphane kalıntılarını arıyor. Bu kapsamda Anadolu’nun zengin geçmişi beni daima mest etmiştir. Örneğin Efes (Selçuk/İzmir) antik kentinde bulunan Celsus Kütüphanesi benim gözde tefekkür noktalarımdan birisidir. Yine Sagalassos  (Ağlasun/Burdur) Neon Kütüphanesi’ni de kıymetli bulurum. Celsus Kütüphanesi kalıntılarına defalarca gittim. Hemen her gidişimde önünde durarak derin düşüncelere daldım. Burada neler yaşandığını ve hangi ilmi konularda tartışmaların yapıldığını hayal ettim.

Yirmili yaşlarımın başlarında kütüphaneler ile ilgili kafamda temel bir soru dönüp dolaşırdı. “Medeniyetlerin gelişmesi mi kütüphaneleri geliştiriyor yoksa kütüphanelerin gelişmesi mi medeniyetleri geliştiriyor? Soru bir ara benim için “yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar” benzeri problemlerden birisiydi.  Diğer taraftan tarihçilerin de vurguladığı üzere emin olduğum bir konu vardı ki o da bir toplumun kültürüne zarar vermek isteyen muktedirler o toplumun yazılı kültürlerinin ortadan kaldırılması için kütüphaneleri yakıyorlar ya da talan ediyorlardı.

Örneğin Endülüs’ün yıkılış döneminde İspanyollar Endülüs medeniyeti ile ortaya çıkan kütüphaneleri yok etmişlerdi. Amaçları Endülüs kültürünü İspanya üzerinden silip atmaktı. Bir nevi kültürel soykırım! Yine yüzyıllar önce barbar olarak adlandırılan Moğollar da Bağdat Kütüphanesini yok ettiler. Amaç aynıydı. İşin ilginç tarafı Bağdat Kütüphanesinin 2003 yılında bu sefer medeni dünyanın(!) lideri Amerikalılar tarafından talan edilmesiydi. Kimse ses çıkaramadı.

Aslına bakarsanız kütüphaneler savaşlarda önemli bir araç olarak kullanılmışlardır. Her iki dünya savaşında da Amerikan, İngiliz ve Alman kütüphaneleri silahsız güçler gibi silahlı kuvvetlerine destek olmuşlardır. Savaş alanındaki askerlere okumaları için gezici kütüphaneler oluşturmaya varıncaya kadar toplumlarının morallerini yükseltmeye çalışan faaliyetler gerçekleştirmişler. Ayrıca iyi birer propaganda mekanizmalarına dönüşmüşlerdir.

Amerikalı psikiyatrist ve yazar Irvin Yalom’un “Spinoza Problemi” adlı romanı ikinci dünya savaşı sürerken kütüphanelerin başlarına neler geldiğini kurguda olsa çok iyi anlatmaktadır. Hatta Spinoza’nın kişisel kütüphanesi üzerinden Almanların dahi edebiyatçısı Johann Wolfgang von Goethe ile Nazi ideoloğu Reichsleiter Rosenberg’in fikirlerini çarpıştırarak kütüphanelerin ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir.

Kütüphaneler toplumlar açısından coğrafya, tarih, kültür ve ilim alanlarındaki birikimleri koruması ve medeniyet tasavvurlarının gelişmesi için hayati öneme sahiptir. Onların değişen çevre koşulları içinde varlıklarını sürdürmeleri gerekmektedir. Özellikle de savaşlardan korunmaları lazımdır. Koruduğumuz her kütüphane ile insanlığın ortak medeniyetine katkı yaptığımızı unutmamalıyız.

Güncellenme Tarihi
  • 08 Eylül 2024, 00:13
Yazının Adı
Kütüphaneler