Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Kurtarıcı Beklerken

Kurtarıcı Beklerken

Dünya giderek yaşamak için daha çetin bir yer haline dönüşüyor. İnsanlık olarak kurduğumuz; adalet, eğitim, sağlık, ekonomi ve güvenlik sitemleri bizleri memnun etmiyor. Mutlu olmamamıza rağmen genelimiz kurulu düzen içerisinde şikâyet ederek yaşamaya devam ediyoruz.  Bazılarımız da hoşnut olmadığımız sistem ile ilgili sadece hayıflanmak yerine onu değiştirmek ya da iyileştirmek için gayret gösteriyoruz. Konuya ilişkin farkındalık oluşturup, insanları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda özellikle yardım vakıflarını, derneklerini, sivil toplum örgütlenmelerini kendi küçük dünyamda ayrı ve kıymetli bir yere koyuyorum.

İyiliksever ve mücadeleci insanların varlığı ile umutlanırken, yakınarak hayata devam edenlerin sayılarının daha fazla ve maalesef daha görünür olmalarından da rahatsız oluyorum. Ömür mücadelesinin zorluğunu iliklerimize kadar hissederken bir de bu insanların konuya dair hiçbir işe yaramayan serzenişlerini duymak ve görmek canımı sıkıyor.

Bu anlamda kötümserliğin öne çıkmasına neden olan insanlar olarak bence iki gruba ayrılıyoruz. Birinci grupta yer alanlarımız İrlandalı yazar Samuel Beckett’in ‘Godot'yu Beklerken’ adlı tiyatro eserinin kahramanları gibiyiz. Malumunuz oyundaki iki temel karakter zaman içiresinde o kadar hareketsiz hale geliyor ki tek yaptıkları iş Godot adında kim olduğu bilinmeyen bir kimseyi hatta ne olduğu bilinmeyen şeyi beklemek oluyor. Bir kısmımız ne yazık ki tıpkı bu eserde anlatıldığı şekli ile adil olmayan düzen karşısında kim ya da ne olduğunu bile bilmediğimiz bir kurtarıcıyı miskin miskin bekliyoruz.

İkinci grubu oluşturanlarımız ise İranlı mutasavvıf, şair ve eczacı Ferîdüddin Attâr’ın ‘Kuşların Diliyle’ (Mantıku't-Tayr) adlı eserindeki kuşları andırıyoruz. Her ne kadar kitap tasavvuf ile ilgili olsa da içerdiği hikâyenin mecazi olarak bizi anlattığını düşünüyorum. Hikâyeye göre kuşlar diyarında ortaya çıkan karmaşayı bertaraf etmek için kuşlar bir lider, bir kurtarıcı arayışına giriyorlar.

Sonuçta Kaf Dağı’nın ardında yaşayan Simurg’u (Zümrüdü Anka) kurtarıcı olarak çağırmaya karar veriyorlar. Lakin Kaf Dağı’na gitmenin zor olduğunu ve yedi dipsiz vadiyi geçmek zorunda olduklarını öğreniyorlar. Yine de toplanıp yola çıkıyorlar. Ancak henüz yolun başındayken bile kuşlardan bazıları zorlanmaları ve artlarında bıraktıklarına duydukları hasret ile yolculuktan vazgeçiyorlar. Örneğin baykuş bataklığını özlediği için, bülbül ise güle olan aşkı nedeniyle gerisin geriye dönüyor.

Öyküde anlatıldığı üzere bazılarımız içinde yaşadığımız koşulları değiştirmek maksadıyla harekete geçsek de sistem içerisindeki kazanımlarımızdan vazgeçmek istemediğimiz için tam da baykuş ve bülbül gibi davranabiliyoruz. Kimimiz makamlarımız, kimimiz mallarımız ve mülklerimiz kimimiz de sevdiklerimiz için bir şey yapmadan bekleyerek birilerinin gelip bizi kurtarmasını ümit ediyoruz.   

İngiliz şair ve yazar Rudyard Kipling ‘bir şey istenip de elde edilememişse bunun iki nedeni vardır’ diyerek ‘elde edilmek istenen şey ya yeterince istenmemiştir ya da elde edilmek için gereken bedel ödenmemiştir’ diye ekliyor. Bu durumda yukarıda birinci grup olarak değerlendirdiklerim yeterince istemeyenleri, ikinci grupta ele aldıklarım ise bedel ödemeyi göze alamayanları kapsıyor.     

Aslına bakarsanız bir kurtarıcıya ihtiyacımız yok. Attâr’ın yazdıklarını okumaya devam edince görüyoruz ki yedi dipsiz vadiyi geçen ve tüm zorlukları aşarak Kaf Dağı’nın ardına uluşan otuz kuş Simurg oluyor.

Başka bir ifade ile yalnızca içinde bulunduğu zorlukları, adil olmayan düzeni eleştirmekle kalmayan ve bu sistemi değiştirmek için fedakârlık yaparak mücadele eden herkes Zümrüdü Anka’ya, beklenen kurtarıcıya dönüşüyor. Bu manada iyilik için taş üstüne taş koyan insanlar ve kurumlar hem kendilerinin kurtarıcıları oluyorlar hem de diğer insanların kurtuluşuna yardımcı oluyorlar. Yolları ve bahtları açık olsun.

Güncellenme Tarihi
  • 14 Nisan 2024, 00:05
Yazının Adı
Kurtarıcı Beklerken