Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Kıskançlık Duygusundan Adalet Duygusuna

Kıskançlık Duygusundan Adalet Duygusuna

Bu yazıda özellikle yeni kardeşin dünyaya gelmesi ile birlikte yaşanan bir duygu olan kıskançlık duygusunun nedeni, davranışsal dışavurumları, bu duyguyu yaşayan çocuğa nasıl davranılacağı ve bu duyguyu doğru yaşayarak elde edebileceği kazanıma ilişkin bir farkındalık oluşmasını amaçladım. Biz insan olarak her duyguya ihtiyacımız var. Önemli olan hangi duygu olursa olsun onun içine girerek duygusal bir köre dönüşmek yerine o duyguyu doğru yaşayarak onu yanımıza bir yoldaş olarak alabilmektir. Korkunun içine girerek hayatı yaşayan insanlar bir anlamda felç olur fakat korku duygusunu bazen önüne, bazen arkasına, bazen sağına bazen de soluna alarak daha dikkatli ve özenli olmayı başarır. Korku olmasa yolun karşısına güvenli bir şekilde geçebilir miyiz? Kıskançlık duygusu olmasaydı acaba hayatımızda neler eksik olurdu?

Kıskançlığın Duygusal ve Davranışsal Dışavurumları:

  1. Anne ve çocuğa yönelik saldırganca davranmak.
  2. İş birliği yapmamak.
  3. Aşırı talepkâr.
  4. Olduğundan daha çocuksu davranmak.
  5. Geriye dönük davranışlar sergilemek:
    1. Bebeksi konuşma.
    2. Kucağa alınma isteğinde artış.
    3. Altını ıslatma.
    4. Uykuya tek başına gitmemek.
    5. Tek başına giyinmeyi reddetmek.
    6. Gece uyanmaları artabilir. vb.

Yapılmaması gerekenler:

  1. Cezalandırmak.
    1. Fiziksel:
      1. Dayak atmak.
      2. Bir yerlere kapatmak.
    2. Duygusal:
      1. Duygularını anlamamak.
      2. İhmal etmek.
  • Duyarsızlık.
  1. Psikolojik:
    1. Sevgiyi esirgeme.
    2. Güvensizlik duygusunu besleme.
      1. Tutarsız davranarak.
      2. Aşırı sorumluluk vererek suçlu hissettirmek.
      3. Ebeveynlerin kendi içinde ve kendi aralarında uyuşmayan yaklaşımları.

Yapılması Gerekenler:

  1. Sevgi,
  2. Güven ve
  3. Aidiyet duygularının devam ettiğini fark edip kabullenmesi.
  4. Öfke ve düşmanlık duygularının ifade edilmesini sağlamak.

Bu amaçlara ulaşmak için;

  1. Öncelikle çocuğa kardeşi dünyaya gelmeden önce davranıldığı gibi davranılmalıdır. Sevgi ve güven duygularını hissetmesi için bir abartmaya yer verilmemelidir. Bu tür abartmalar dahi çocuğun bir şeyler eskisi gibi değil şeklinde bir çıkarım yapmasına neden olur ve kafası karışabilir.
  2. Çocuğunuza ona ait olacak bir zaman aralığında (her gün 15-20 dakika) ve onun yapmaktan hoşlanacağı bir etkinliği dengeli, düzenli ve tutarlı bir şekilde yapmak gerekir. Süre ne azaltılmalı ne de artırılmalıdır. Bu çocuğun hem aidiyet duygusu kazanmasına hem de dürtü kontrol becerisi için doğru gelişimse bir deneyim haline gelir.
  3. Çocuğun öfke ve düşmanlık duygularını boşaltabilmesi için;
    1. Ağlamasına,
    2. Öfkelenmesine,
  • Bağırmasına ve sonrasında ise
  1. Gülmesine izin verilmelidir.
  1. Çocuğun kıskançlık duygusunun altında yatan temel unsur aidiyet duygusunun kaybolmasıdır. Bu duygu yani aidiyet duygusu kaybolunca aslında çocukta kaybolduğunu ve kimsenin kendisini bulamayacağını düşünmeye başlar. Böyle düşünen çocuğun hissettiği duygular; yalnızlık, kaygı, korku ve çaresizliktir. Bu güçlü duyguların içine giren çocuk can havliyle en iyi bildiği şey ne ise onunla görünmeye, bulunmaya, fark edilmeye, güvende ve sevilmeye çalışıyor. Nasıl? Ağlayarak, talep ederek, memnun olmayarak, öfkelenerek, küserek ve eskiden olduğu ve bütün bu duyguları hissettiği dönemlerde olduğu gibi davranmaya çalışarak. Onun derdi kardeşi değil, onun derdi kardeşinin gelmesiyle sahip olduğu kaybettiği yerdir. Bu yeri kaybetmediği ve hep onun olacağını ona söyleyerek değil yaşatarak gösterebiliriz.
  2. Sahip olduğu tahtı kaybeden çocukta bozulan ya da kaybolan aidiyet duygusunu yeniden inşa etmek değil bu yere sahip olduğunu ve ait olduğunu öğrenmesi için yapılacak en işlevsel şey çocuğa başarabileceği sorumluluklar vermektir. Kardeşinin beslenmesine, giyinmesine, sallanmasına, uyutulmasına yardım ederek kardeşine sorumlu, annenin yapması gereken bazı şeyleri yapmasını sağlayarak anneye sorumlu, eve ilişkin bazı şeyleri yaparak eve sorumlu, kendine ilişkin bazı şeyleri yaparak kendini sorumlu hissetmesi aidiyet duygusunu oluşturur. Aidiyet duygusunun olmadığı yerde kıskançlık, aidiyet duygusunun olduğu yerde ise işbirliği, sevgi ve güven vardır.
  3. Çocuk kardeşine zarar veriyor ise bunun kesinlikle önlenmesi gerekir. Bunu başarmanın en iyi yolu ona sıkıca sarılmak ve nazik bir şekilde onu bebekten uzaklaştırmaktır. Bu durumda çocuk daha fazla öfkelenebilir ve ağlayabilir. Bu süreçte ebeveyn nazikçe sarılmaya devam ederse çocuk ağlar fakat incinmez. Bebeğe zarar vermemesi için onu tuttuğunuzu söyleyebilirsiniz. Çocuğa sarılmanız onu cezalandırma amaçlı değil sevildiğini hissettirme amaçlı olmalıdır. Öfkesi geçen çocuk rahatlamış ve uyumlu olmaya başlayacaktır.
  4. Kardeşi için yapacağınız şeyleri bir gerekçe ile yapmaya başlayın. Örneğin; karnı acıkmış ve yemesi gerekiyor ve o tek başına yemek yiyemez, elbisesini giyemez, banyo yapamaz, oturamaz onun için kucağıma alıyorum vb.
  5. Çocuk hissettiği öfke ve düşmanlığı annenin canını yakma ya da onu cezalandırma amaçlı olarak duygularını, “seni sevmiyorum”, senden nefret ediyorum” ya da senin ölmeni istiyorum” şeklinde ki söylemleri yansıtma yöntemi bağlamında gerçekleşir. Aslında ve gerçekte söylemek istediği şey “beni sevmiyorsun”, benden nefret ediyorsun” ye da “ benim ölmemi istiyorsun” .
  6. Oyuncak bebekle oynamak hem kız hem de erkek çocukların yeni kardeşi benimsemelerine yardımcı olabilir. Çocuğa oyuncak bebek alınıp onun ihtiyaçlarının neler olabileceği ve bu ihtiyaçları nasıl karşılayabileceği sorulabilir. Kardeşine zarar vermek istediğinde oyuncak bebeğini alıp içinden ona ne yapmak istediği ve bunları yapınca onun ne hissedebileceği sorulabilir.
  7. Çocuğa bu süreçte “neden”, “niye” ya da “ nasıl” yaptın demek yerine yaptığı davranışın sonucu hakkında düşünmesini sağlamak gerekir. Bunu başarmanın tek yolu ise, yaptığı davranış sonrası oluşan duyguların kelimeler ile ifade edilmesidir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta; bu şekilde bir geri bildirimin hemen davranışlara yansımayacağıdır. Önemli olan çocuğun be ve benzer doğru gelişimsel deneyimlerle benlik duygusu ve kişilik yapısı oluşturmasıdır. Kıskançlık duygusu ile baş etme sürecinde, anlayan, anladığına göre kendini düzenleyen, dengeli, düzenli ve özellikle tutarlı bir tutumla yetişen çocuklarda en önemli değer olan adalet duygusu gelişiyor.

Güncellenme Tarihi
  • 11 Ağustos 2024, 00:33
Yazının Adı
Kıskançlık Duygusundan Adalet Duygusuna