Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Kara mı Deniz mi!

Kara mı Deniz mi!

Ölüm denizinde hayat takalarıyla sonsuza kulaç atıyoruz. Halbuki hayatın içinde ve ölümün kıyısında hep zannettik kendimizi. Oysaki deniz geri çekildiğinde ve kıyısı genişlediğinde biz aldanıyoruz. Daldıkça denizin yüzündeki güzelliklere dalgaların yeniden gelip bizi içine alacağını unutuyoruz. Ve tam denizin bütün serinliğini alacakken ölüm dalgaları yeniden kabarıyor ve bize doğru hızlıca gelmeye başlıyor. Toparlanmaya başlıyoruz. Ve artık sınırın nerede olduğunu bilemediğimiz kara parçasına doğru hızlıca koşmaya başlarken sevdiklerimiz bir bir denizin dalgaları içinde kalıyor. Ne tutunacak bir el ne de sığınacak bir kucağı bulamadan ölüm denizi bizi sonsuzluğa doğru yolculuğa alıp götürüyor. Ve sonsuz olduğuna inandığımız kıyı yani kara parçası bir bulut olup artık bizim için bir son olurken geride kalanlar için bir sonsuzlukmuş gibi yeniden hayali varlığını devam ettiriyor.

Sonra çaresizce denizin içine dalarken bir de geride kalanları hatırlarken en iyi yüzücülerden biri olduğunuzu hatırlıyorsunuz. Ha gayret ve son bir ümitle başlıyorsunuz denizin içinden karanın kıyılarına doğru yüzmeye.

Nereye doğru kulaç atarsanız atın hep aynı yerde olduğunuzu ve pek mesafe alamadığınızı tam da anlayamadan çok garip halatlar ve etrafında adımlık sağlam basamakların olduğu deniz içinde muhkem inşa edilmiş ve sonunu bir türlü hayal bile edemediğiniz parlak ve billurdan sütunlarla karşılaşıyorsunuz. Kendi kulaçlarınızın özgürlüğünüz ve yaşamanız için artık geçersiz olduğunu anlıyorsunuz. Ve o mahiyetini idrak edemediğiniz halatları tutmaya ve billurdan sütunlara tutunmaya başlıyorsunuz.

Ve bir de bakıyorsunuz ki aslında burada yalnız değilsiniz. Hatta kara parçasında olan kıyıyı hınca hınç dolduran o insanlardan daha kalabalık hatta eşi ve benzerini göremediğiniz nice mahluklarla beraber hikâyelerini hep okuyup dinlediğiniz bütün insanlar da buradalar ama koşmuyorlar. Sakin bir şekilde, vakur bir yürüyüşle kimisi halatlara tutunuyor kimisi de billur sütunların basamaklarında sakin adımlarla bir yerlere doğru gidiyor.

Sakin bir yaz gününde ailemle bir denizin kıyısında karanın bütün hay u huyunu unutarak suyun hayat verici olduğu tek gerçeğini hatırlayıp günümüzü gün etmeye ölüm denizinden bir gün çalmaya çalışıyorduk. Kıyı kalabalık ve deniz sakindi. Ara sıra suyun tadına bakıyor yorulduğumuzda karadan getirdiklerimizin de zevkine almaktan duramıyorduk. Gülüşmeler ve suyun yumuşattıkça yumuşattığı gevşemeler ve gevşek gevşek hareket ederek dalganın hiç yükselmeyeceğinin zehabına kapılarak kendinden geçmelerle günümüzü gün etmeye çalışıyorduk.

Deniz hakikaten kışkırtıcı ve karanın bütün ıstıraplarını unutturucu bir terapiyle bedenimizin her tarafını istila etmekle kalmamış aklımızı ve ruhumuzu da bir anlığına da olsa içine almıştı. Babam ve annem bir de onlar gibi karanın her türlü vefasızlığını gören akranları denizin ne kadar vefasız olduğunu hiç beklenmedik bir zamanda kabarmaya başlayıp kıyısında olanları içine aldığını bildiklerinden pür telaş bir halde ve kimseyi de dinlemeyerek kıyıdan kara parçasına doğru birden ve hatta vaktin en keyifli anlarının birinden hızlıca uzaklaşmaya ve denizden çıkmaya başlamışlardı. Pek onları anlamamıştım ama peşlerini de bırakmamıştım. Ve dönüp arkama baktığımda deniz hâlâ kabarmamış kıyısı da hınca hınç doluydu. Sonra tepeye çıktık ve annem biraz geride kaldı. Babamla diğerleri ise önde gidiyordu. Annem eliyle gitmemi işaret ederken ne yazık ki aniden arkasından yükselen denizi ve ona hızlıca yaklaşan dalgaları fark etmemişti. Halbuki ortada çok sakin bir deniz ve bizim de ondan uzaklaşıp karaya neredeyse adım attığımız ve tutunduğumuz bir limanımız vardı. Elimdeki her şeyi atıp anama doğru adım atmaya başladım. Tek düşüncem bir an önce ona ulaşmak ve denizin onu içine almasına engel olmaktı. Ama onu telaşa verdirip arkasından hızlıca ona yaklaşan denizin hırçın halini de ona hissettirmeden elinden tutmalıydım. Annem sakin haliyle ve narin yürüyüşleriyle bana doğru gelirken birden fark etti dalgaların yükseldiğini ve denizin kabardığını. Telaşlandı ve bana ısrarla geri gitmemi ve ailemin diğer fertlerini karaya çıkarmamı istedi. Geri dönemezdim çünkü onlarla aram açılmıştı. Anama doğru gitmeliydim çaresizce. Ve tam anneme sarılacakken her taraftan onu istila eden dalgalar alıp götürdü birden denizin içine onu ve tamamen geri çekilerek. Artık kulaç atmama gerek yoktu. Çünkü deniz geri çekilmiş ve alması gerekenleri içine alarak olması gereken sınırına yeniden varmıştı. Tam çığlıklarımı atacak ve dönüp geride kalanlara bakacakken büyük bir susuzlukla uyandım gecenin bu saatinde ve bir sürahi suyu içtim nefes almayarak.

 Sonra bu şiirim aklıma geldi. Şiir, bildiklerinizi unuttuğunuz bilmediklerinizi hatırladığınız andaki düşler ve yorumlardır bence...

Su

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

Ruhum gibi sarınca bedenimi

Onu anlayamam hiçbir demde

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Dalınca derinliklerine nefesim kesilir

Çıkınca oradan boşluk görünüverir

Boşluktaki yalnızlık beni sarıverir

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Onunlayken tek düşüncem boşluktur

Güzelliği boşluğunun nihayetinde

Varmak isterim serinliklerine

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

En çok benim canımı acıtır

Farkındayım boşluğunun

Benden ayrılmaksa onda acıdır

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Tutmak isterim alır beni boşluğuna

Boşluğu karanlık bir kuyu gibidir

Çıkmak isterim o kuyudan nefesim kesilir

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Bunaldığımda hep ona koştum

Bir soluk oldu tuman nefesime

Daraldığımda gel dedi bana

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Annemdeyken tanışmışım onunla

Bilmiyordum o zaman boşluğun ne olduğunu

Öldüğümde veda ettim onunla hayata

Bıraktılar beni boşluğun sonsuzluğuna

Su boşluk hissidir bende

Boşlukları doldurma hissidir

 

Güncellenme Tarihi
  • 28 Mayıs 2023, 00:12
Yazının Adı
Kara mı Deniz mi!