Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Kadına Yönelik Terör

Kadına Yönelik Terör

Kadınlara yönelik şiddet ve cinayet vakaları özellikle sosyal medya araçlarının artmasına bağlı olarak daha görünür oldu. Mesele, canlı yayın açıp kadınlara işkence etmeye ya da öldürmeye kadar vardı. Hatta katillerin yakınları da cinayet sonrasında yazdıkları ya da çektikleri videolarla katillere güzellemeler yapmaya başladılar. Geçtiğimiz günlerde izlediğim bir haberde katilin erkek kardeşi ve annesi katile “aslanlar gibi yatıp çıkarsın” diye sesleniyordu. Bir kadın ve bir anne olarak bir insan başka bir kadını öldüren oğluna bunları nasıl söyler? Anlamak mümkün değil.

Aslına bakarsanız bu şiddet sarmalı coğrafyalara ve medeniyetlere bağlı olmaksızın varlığını tarih boyunca artırarak devam ettiriyor. Kadim dönemlerde tanrılara kurban edilmek için genç kızlar boğazlanırken, cahiliye dönemi Arap coğrafyasında kız çocukları doğar doğmaz diri diri toprağa gömülüyorlardı. Ortaçağ Avrupa’sında ise cadı olduğuna inanılan kadınlar toplumun önünde aşağılanarak yakılıyorlardı. Olayın geçmişi insana “kadına yönelik şiddet acaba kültürel bir gen olarak nesillerden nesillere aktarılıyor mu?” sorusunu getiriyor.

Öyle ki son dönemde dünyanın farklı bölgelerinde yaşanılan savaşlarda şiddet neredeyse kadınların üzerine odaklanmış durumda. İnsan hakları kurumlarının raporlarına göre; Gazze’de İsrailli, Ukrayna’da Rus, Irak’ta Amerikalı, Afrika’da Fransız askerleri işgal ettikleri topraklardaki kadınlara tecavüz edip, şiddet uygulamışlar. Bu durum maalesef Gazze’de hâlâ devam ediyormuş. Anlaşıldığı üzere dünyaya etik ve insan hakları dersi vermeye kalkan batılı ülkeler kadına şiddet konusunda kurumsal sorumluluklarını yerine getirmenin çok uzağında kalmışlar.

Bu çerçevede demokrasinin beşiği olarak adlandırılan İngiltere ile devrimin ve laikliğin merkezi diye bilinen Fransa’nın verilerine baktım. Ne yazık ki onlarda da durum bizden farklı değil. Kadın cinayetleri, tacizler, işyerinde karşılaşılan zorbalıklar ve yıldırma uygulamaları çok fazla ve yıldan yıla da artıyor. Diyebilirsiniz ki “başka ülkelere bakacağına önce kendi ülkene bak”. Haklısınız. Eğitim düzeyi yüksek ülkelerden örnekler vererek yapmak istediğim konunun küresel bir sorun olduğunun altını çizmekti. Ve yine haklısınız bizim ülkemizdeki durum kendi adıma utanç duyduğum bir aşamadadır.

Ülkemizde kadınlar en çok aile içinde şiddete maruz kalıyorlar. Dünyaca tanınmış kriminoloji uzmanlarımızdan Prof. Dr. Sevil Atasoy’un bilimsel yayınlara atıf yaparak gerçekleştirdiği açıklamalarında görüyoruz ki kadınları genellikle en yakınındaki erkekler öldürüyorlar. Kadınlar; babaları, eşleri, sevgilileri, erkek kardeşleri ya da erkek çocukları tarafından katlediliyor. Sözde onları en çok sevdiğini söyleyen erkekler türlü türlü nedenlerle sevdikleri(!) kadınların canlarına kıyıyorlar. Sevgi; bağlandığın kişiyi olduğu gibi kabul etmek, anlamak, fedakârlık yapmak, vefa göstermek, özgür bırakmak değil miydi? Sevgi yaşamak ve yaşamaya destek olmakla ilgili bir davranış değil miydi? Sevginin öldürmekle ne alakası var?

Bu erkeklerin öldürdükleri, taciz ettikleri ya da şiddet uyguladıkları kadınlara kesinlikle sevgi duydukları kanaatinde değilim. Belki kıskançlık içeren saplantılı tutkular hissediyorlardır. Bununla birlikte hangi sebeple olursa olsun bahsi geçen fiilleri geçekleştiren erkeklerin insanlıktan nasiplerini aldıklarını düşünmüyorum.

Öte yandan her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü bir noktada üzerinde hâlâ konuşup yazmak yerine harekete geçmeliyiz. Devletlerin temel varlık sebeplerinden birisi vatandaşlarının can güvenliğini korumak için gerekli tedbirleri almaktır. O zaman devletimiz tüm unsurları ile konu üzerinde çalışmalıdır. Evet, hali hazırda gayretleri olabilir ama sonuçlar yeterince başarılı olunmadığını göstermektedir. Belki de konuyu kadına yönelik ya da aile içi şiddet olarak adlandırmaktan vazgeçip kadına yönelik terör olarak ele alıp ilgili kanunları ve uygulamaları radikal şekilde değiştirmeliyiz. Çünkü kadınlarımızın yaşadıkları şiddet değil tam manası ile terördür.

Güncellenme Tarihi
  • 25 Ağustos 2024, 01:07
Yazının Adı
Kadına Yönelik Terör