Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Hayat Heybemde Kalan İnciler

Hayat Heybemde Kalan İnciler

İhtiyarlık dönemimin gençlik yıllarındayım.

Altmış yılı aşkın bereketli bir ömrün biriktirdiği, sürekli içe akıttığı bu gerçekleri meslek ve sosyal yaşamımda pek çoğunu yaşayarak, sayısız örneklerine tanıklık ederek deneyimledim, öğrenmeye gayret ettim. 

Ne kadar yaşadığımızdan ziyade nasıl yaşadığımız ve neleri yaşadığımız önemli.

Hayatımda deneyimlediklerimi paylaşmaktan mutluyum.

Her şeyi tecrübe ederek öğrenmenin maliyetinin yüksekliğini hep dikkate almışım. Yaşanmışlıklardan, daha önce tecrübe etmişlerin tecrübelerinden öğrenmenin en kestirme ve etkin bir yol olduğu inancındayım.

Yaşam kıdemi fazla, tecrübeli insanlarımıza paylaşmak, genç insanlarımıza da bu paylaşımlardan istifade etmek düşer.

Her şeyin başının sağlık olduğunu, sağlıklı olmak için öncelikle iyi niyetli, ahlaklı ve dosdoğru, dürüst bir insan olmak gerektiğini,

Huzurlu bir ev ve aile ortamının insanın yaşamını nasıl olumlu yönde etkilediğini,

Sporla dolu sağlıklı bir hayat rutininin, başarıya ve mutluluğa olan katkısını,

Hayatın, insanların, hayatımıza hayat katanların kıymetini onları kaybetmeden bilmek gerektiğini,

Ne yaparsam yapayım yaptığım işi sevmeyi, severek yapılan işte başarılı olunacağını, işi sevmenin olağanüstü faydalar sağladığını, sevilen şeylerin güzelleştiğini, gürbüzleştiğini ve büyüdüğünü,

İçine bir tutam ruhumu, heyecanımı ve duygularımı koymadan hiçbir şeyin tamamlanamayacağını, bütüne ve başarıya varamayacağını,

Olaylara ve kişilere önyargısız yaklaşmak gerektiğini, herkesi kendi konumunda kabul etmek ve bardağın dolu tarafına bakmak gerektiğini,

Tüm insanların, hayvanların ve ağaçların su’dan yaratıldığımızı, özümüzün, mayamızın su olduğunu ve hepimizin aynı ailenin birer evladı olarak su kardeşleri olarak saygı hak ettiğimizi,

Sürekli daha iyiyi aramayı yaşam biçim olarak seçmenin avantajlar getirdiğini,

Çalışmanın, üretmenin, kazanmanın ve kazandıktan sonra bir kısmını daha ihtiyacı olanlarla, toplumla paylaşmanın mutluluk kaynağı olduğunu,

Sevilen bir birisi olmanın insan olmanın gereği olduğunu, ancak sevilen insanların sürdürülebilir başarıyı yakalayabildiklerini,

Herkese önem vermek ve bunu içten gelen samimi duygularla yapmak gerektiğini,

Su gibi mütevazi, alçak gönüllü olmak gerektiğini,

Affetmenin büyüklük olduğunu, affedenin daha kârlı çıktığını,

Şikâyet etmek yerine şükretmek, yıkmak yerine yapmanın çok daha avantajlı olduğunu,

İnsanlarla hasımlık yerine hısımlığın çok daha fazla kişiyi rahatlattığını,

Hatasız dost arandığında dostsuz kalındığını,

Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman bunun hiç kimsenin suçu olmadığını ve gülümsemem gerektiğini,

Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olması gerektiğini,

Geldiğinde sevindiren, gittiğinde is değil iz bırakan bir insanın çok daha fazla sevildiğini,

İmkânsız diye bir şey olmadığını, çok istediğimde imkânsızı elde edebildiğimi, asıl savaşı kazanabilmek için küçük çarpışmaları kaybetmeyi göze almayı,

Yürümek için pek çok kez düşüp kalktığım gibi, hayatta da başarılı olabilmeyi düşerek kalkarak öğrenebileceğimi, becerebileceğimi, düşmeyi de kucaklamam gerektiğini,

Kullandıktan sonra hiçbir şekilde geri alamadığım, zamanı ve sözleri dikkatlice kullanmak gerektiğini,

Nerede ve ne şartlarda olursa olsun yaşadığım gönülleri ve yeri güzelleştirmeyi, iyiliği ve olumlu enerjiyi çoğaltmam gerektiğini,

Bu dünyanın etme-bulma dünyası olduğu, rüzgâr ekenin fırtına biçtiğini,

Durum ne kadar vahim olursa olsun, soğukkanlılığımı yitirmemeyi, gülümsemeyi, her şeyi negatif ve kötü düşünen mutsuz insanlardan ayrı kalmayı,

Yapmak istediklerimden asla vazgeçmemeyi, büyük düşlerin gerçeklerden daha güçlü olduğunu ve başarmanın en kısa yolu olduğunu,

İyilerin mutlaka kazandığını,

Her günün yeterince kendi işi olduğu, dolayısıyla ertelemenin o işi unutmak anlamına geldiğini, anı yaşamanın en büyük zenginlik olduğunu,

En önemlisi kendime gülmeyi, kendimle eğlenmeyi, kendimi sevmeyi,

Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmadığını,

Yüce Mevla’mızın (cc) rızasının, anne, babanın, büyüklerin duasının olmadığı hiçbir işin öneminin olmadığını,

Öğrendikçe, bilmediklerimin, öğrenmem gerekenlerin ne kadar fazla olduğunu,

İçselleştirilmeyen, karakterimizin ve derinliğimizin bir parçası haline getirilmeyen öğrenmelerin fazlaca faydası olmadığını,

Öğrendiklerimin ancak: öğren, anla, yaşa ve anlat döngüsü içerisinde değer kazandığını,

Öğrendikçe bildiklerimin kocaman bir hiç olduğunu, hayat boyu öğrenciliğimin devam etmesini gerektiğini yaşayarak öğrendim…

Bakalım daha neler neler öğreneceğim. Öğrenciliğe, öğrenmeye devam ediyorum…

Hayatta gerek deneyimleyerek öğrendiklerimiz ile gerekse başkalarının yaşanmışlıklarından ilham alarak daha iyimizi ortaya çıkarmanın mümkün olduğunu inanıyorum. Bunu yapanların hayatlarını daha verimli geçirdiklerini, daha mutlu olduklarını ve geleceğe daha emin adımlarla ilerlediğini görüyorum.

Her birimizi bu potansiyeli taşıyoruz. Bunu yapabiliriz.

Ömür sermayemizi verimli kullanarak sonsuzluğa yol almak ne güzel.  Huzurla yol alınız, su gibi coşkulu, su gibi duru ve su gibi aziz olarak.

Güncellenme Tarihi
  • 21 Ocak 2024, 12:20
Yazının Adı
Hayat Heybemde Kalan İnciler