Öğrenmiştim babamın aya kemiğinden yaratılıverdiğini
Sonradan bildim babamı aşağıya senin indirdiğini
O kadar hızlı indirilmiştiniz ki zemine
Biriniz düşmüştü Serendip’e diğeriniz bilmem nereye
Babam kaybedince seni tam beş yüz yıl aramış ve ağlamış
Bulunca da şükür göz yaşları dökmüş hep secdede kalmış
O ağlayış ve sarılıştan benle abim gelmişiz dünyaya
Hayır ve kabih başlamış her yere yayılmaya
Ey mermere tunca benzemeyen
Resmi ve heykeli yapılamayacak kadar mukaddes olan annem
Bizleri göz aydınlığı olarak getirirken dünyaya
Rahminde taşıdığını zahmetle başlamıştın göğsünde taşımaya
Kıskanmıştı Abim beni senden ve babamdan
Öldürmeye kalkmıştı beni hiç seni aklına almadan
Ölmemiştim senin için yaşıyordum kalbinin en ücra köşesinde
Hayatın içinde ölümün kıyısında olan pelikan kuşu gibiydin anne
Sonra peşin sıra doğurdun evlatlarını
En büyük acınsa uzun yaşamış olmandı
Anneydin
Bin yıldan elli yıl eksik yaşayan evlatlarının çilelerine dahi ayineydin
Gözünde yaş yüreğinde kor ateş
Evlatların çilelerini ilmik ilmik işlerken gönlünün en derin yerlerine
Zamana meydan okur gibiydin
Çünkü sen bir anneydin.
Çilelerine rağmen rahminden insanlığa rahmet olarak gelenlerin içinde
İbrahim oğul sana verilince
Ne çok sevinmiş bir o kadar da endişelenmiştin
Kısa süre sonra baba ile oğul arasında kalıvermiştin
Ki biri putları yaparken diğeri de putları kırıyordu
Çile anne olarak senin omuzlarına yükleniyordu
Yine sen anneydin hem evlat veren hem de veremeyen
Beyazdın siyahtın sarıydın kızıldın ama sen anaydın.
Çöldeydin saraydaydın köydeydin konaktaydın
Varlıkla yokluk arasındaydın ama yine anaydın
Bunca acın yetmiyormuş gibi
Yusuf’unu kaybeden Yakup’un da acısını yaşamaktaydın
Bahardın kıştın yazın en olgun demlerindeydin sen anneydin
Hep sonbaharı yaşayarak
Ömrünün sonuna kadar baharı arayarak
Zaman bedenini yaşlandırırken gönlünü daha çok harlıyordu
Musa oğlunu nehre bırakmak zorunda bırakıyordu
Bırakmasaydın oğlunu suya öldürülecekti gözünün önünde
Olacakları bilemeden yaşaması için yalvarıyordun Allah’ın önünde
Sen anaydın, ateştin, topraktın, havaydın, suydun
İnsanlığın en mukaddes umudu yaşama tutunduğu dalıydın
Acıların denizindeyken en son Süleyman’ın tahtında göründün neşelice
Serildin serpildin bütün annelerin en güzeliydin bence
Dünya seninle en güzel günlerini yaşadı
Bütün insanlık ananın gölgesi altında nurlandı
İki göğsünde bal ve süt aktı merhamet ve muhabbet olarak
Artık yukarılara gidilmeyecek zannettik bütün evlatların olarak
Kısa bir süre de olsa hepimiz kardeş olarak yaşadık
Babamın hüznünü dahi sinene sığınarak azalttık
Uzun sürmedi bu sevincin boylu boyunca
Başı düştü önünü Yahya oğlunun zalimce
Ağladın, kahroldun ağıtlarınla bütün semayı doldurdun
Yollara düştün dağları aştın bütün acılarla tanıştın
Yaşamamız için hep kendini paralayan annemdin
Oğullarım ah oğullarım
Acılarımın ve sevincimin kaynağı oğullarım
Ne zaman bitecek çileli yıllarım derken
Meryem geliverdi bütün hüzünlerin içinden
Adak adar gibi adadın onu bütün iyiliklerin yerine
Ben yoruldum dedin Meryem annelik yapsın benim yerime
Yük bindi çocukken dahi Meryem’in omzuna ve yüreğine
Hiç böyle bir anne görmedi beşer görmeyecek de
Rahman, anne rahminde bir Kelime yaratıverdi
Bir annenin yaşayacağı en ağır imtihan başlayıverdi
Ve sen anaydın kederdin
Dağların dayanamayacağı bir yükü taşıyıverdin
Bir daha sevinçten kedere hüzünden müjdelere savruluverdin
Doğurdun büyüttün
Evlatlarının başarısıyla sevindin hüzünleriyle eridin
Bütün bu mükedder ve meserret halinle yaşamaya direndin
Sen insanlığa Havvaydın Sareydin Hacerdin
Gönüllerdeki yegâne Hanneydin Asiyeydin Meryemdin
Beşer hep sizlerin dualarını almak için çalıştı
Ah insanlık bilseydi kadrinizi bu hale duçar olmazdı
Vaessefa vahasreta Meryem hüzünlü Meryem kederliydi
İnsanlık Meryem annemizin himmetini beklemekteydi
Anneler hiç şefkat etmeden dolaşır mı hayat nehrinde
Bütün meserret yükünü verdi kızı Amine annemize
Yük Amine annemdeydi ama çok ağırdı
Abdullah babamız annemden erkenden ayrıldı
Yalnız başına kaldı Amine Annem bunca yükün altında
O da rahmindeki yükü indirdikten sonra uzun kalmadı aramızda
Sanki bulunmuştu Muhammed’le kaybolmuş cennet
Lakin hem babasız hem de annesiz kalmıştı Muhammed
Bütün insanlığa kardeşleri gibi bakıyordu bir evlat olarak
Amine annemi her deminde arıyordu yalnız kalan biri olarak
Sanki bütün asırların iyiliğiyle beraber kötülüğü de o asırdaydı
Hazreti Sadiye’yle beraber asıl Hatice imdadına koşanlardandı
Ah Amine annem sütü temiz Sadiyem annelere anne olan Haticem
Asildin ve güzeldin bütün annelerin eşlerin en cömerdi idin
Sana arkadaş da olsa Aişe ve Hafsa annelerimiz
Eşlerin ve evlatların gönlündeki kirlenmeyen beyazlardandınız
Ah Fatma annem Fatma annem
Hasan ile Hüseyin evlatlarının çilesi ve neşesi takva annem
Bütün asırlar annelerin hikâyeleriyle doludur
Saadet asırlarının nuru kederli zamanların satırları sizlerle doludur
Annemsin fakirliğimle beraber yegâne zenginliğimsin
Bir bilsen seni ne kadar özlemişim
Her anne her zamanın unutulmaz kahramanıdır
Ömrümce seni ansam dokuz ay karnında taşıdığının hakkı değildir
Hele bir de yıllarca gönlünde yer etiğimi hatırladıkça
Göz yaşlarım sel olup akıyor seninle geçen yıllarımı hatırladıkça
Köyümün bayırlarında açan en solmaz çiçeklerden bilirdim seni
Ölümü senin yakana yaklaştırmadan hep hayatınla severdim seni
Zıpırlıklarımın yanında bazen kös kös ağlardım yorganın altında sensiz
Birden annem ölürse derdim ben ne yaparım sensiz
Yine dalardım hayat oyununa bu anları unutarak
Seni üzerdim de hiçbir şeyi olmayacakmış gibi dünya zevkine dalarak
Yorulduğum zaman hayattan sığınırdım eteklerine bir kedi gibi
Her daim beni koklar ve başımı okşardın yeni doğurmuş gibi
Annemdin hatta annemden de öte her şeyimdin
Babamın da veremediği her şeyi senden öğrendim
Köyden inince şehre her şey birbirine karıştı
Hayattan yaş alınca duygularım birbirine karıştı
Sen sadece her zaman siyahlıklar içindeki tek beyazımdın
Kederim sevincim bütün varlığın içindeki tek tesellimdin
Ansızın ayrılıverdin aramızdan
Her şey eksik kaldı biliyor musun annem
Sevincim neşem bilemiyorum nasıl söylesem
Biliyorum gölgenin var olduğunu her yerde
Düştüm ben de her evladın giriftar olduğu bu derde
Her an benim için senin günündür
Hüznüm kederim umudum emelim
Mukaddes tesellim yaşamam sebebim
Annem benim annem benim…