Kurşunkalemin saltanatı ebedîdir.
Hiç kimse onu tahtından indiremez. Elbise değiştirir, bazen natüreldir, bazen makyajlı, bazen mekaniktir, bazen versatil.
İçinde değişmeyen kurşun yok mu işte ısrarlı kişiliğinin simgesidir.
Graf von Faber-Castell’in yeni kalemlerinin Çırağan Sarayı’nda değerli mücevher gibi cam muhafazalarda sergilendiği gece, benim için bir rüyaydı sanki.
Kont Anton wolfgang von Faber-Castell’in kısa konuşmasını dinlerken, kalem estetiğinin değişik yüzlerini seyrediyordum.
Kalemlerin üzerinde marka yoktur çoğu zaman, tek bir cümle kaliteyi dile getirir.
“Since 1961” (1761’den beri).
İki yüz elli yıllık bir tarih.
Dolmakalem, tükenmez, ahşabın maden ile dostluğunu kurmuşlardır.
Oysa kurşun kalem biraz daha çekingen davranmıştır. Şimdi o da gümüşle, platin ile evlendi.
Kurşunkalem hem kalemlerin şahıdır hem de paryası.
İlkokulda başlayan arkadaşlığımız ömür boyu sürer.
Okurken satırları kurşun kalemle çizerim, gene onunla not alırım.
Yalnızca kurşun kalem kullanan ünlü dostlarım vardır.
Yaşar Kemal, Şakir Eczacıbaşı sadece ve sadece kurşun kalemle yazarlar.
Sanat tarihinin önemli adı Mazhar Şevket İpşiroğlu da öğrendiğime göre, ördek başı yeşil Faber-Castell kurşunkalemi kullanırmış.
Polisiyenin ünlü adı George Simenon, çok sayıda kurşunkalemi kalemliğine koyar, sonra yazmaya başlarmış.
Gecede Ferit Edgü’nün Fikret Muallâ Koleksiyonu’ndan seçmeleri gördük.
Kurşunkalem ve tükenmezkalemle yapılmış desenler erdi.
Doğrusu, bir kalem firmasının tanıtım gecesinde ondan anlamlı bir sergi düşünemezdim.
Kalem dünyasının üç silahşorları.
Kurşunkalem-kalemtıraş-silgi.
Birbirlerinden ayrılmazlar, ayıranlar kalem adabından yoksun olanlardır.
Şimdi üçü bir arada. Pratikliğin böylesi pek zevkime uygun değil. Eziyeti yok.
Oysa kalemi kalem yapan kalemtıraşı ile silgisidir.
Eskiden resmi dairelerde ve genellikle büro masalarında elle çevrilen bir kalem tıraş bulunurdu. Biri kalemini açtığı zaman odaya hoş bir odun kokusu yayılırdı. Parfüm gibi gelirdi bana.
Mekanik kurşunkalemlerde şimdi, grip denilen bir madde kullanılıyor.
Sertlik ve siyahlık derecesi konusunda tercihiniz…
“Yumuşak olsun” cevabı beni sinirlendirir.
Mekaniklerde tercihim 2B 0.7’dir.
Benim tercihim 0.7’dir.
Dikkat ettim, çoğu kalem firmaları gibi Faber-Castell de yeni modelleri için 0.7’yi ölçü almış.
Yeni kalemlerin dünyasında gezinirken tabiî kurşunkalemlerden ötekilere sıra gelmedi.
Bir gün de, o çağların cefakârı saltanat sürsün istedim.
Not: Bu yazı Doğan Hızlan’ın On Birinci Kat Yazıları kitabından alınmıştır.