Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

‘En Olmamak’

‘En Olmamak’

 

Hayata bakış açınız ya da yaşam tarzınız uyuşmasa da düşüncelerinden ilham aldığınız kimseler var mı? Benim var. Onlardan birisi Meksikalı ünlü komünist ressam Frida Kahlo. Kendisi çocukluğundan itibaren yaşadığı tüm zorluklara karşı göstermiş olduğu mücadeleci tavrı, çalkantılı yaşam biçimi ve sanatı ile tanınıyor.

Kahlo’nun biyografik kitabını yazan İsrailli sanat tarihçisi Gannit Ankori, Kahlo’nun sanatı ve yaşamı dolayısı ile sıra dışı düşünceleri arasında güçlü bir ilişki olduğunu söylüyor. Aslına bakarsanız ne resim sanatına ilişkin değerlendirme yapabilecek bilgim var ne de başta belirttiğim gibi Kahlo’nun yaşam tarzı ilgimi çekiyor. Lakin Kahlo’nun ‘en olmamak’ konusundaki tavrını takdir ediyorum.  

Kahlo “Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel ya da kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için ‘en’ değilim, ‘daha’ değilim” diyor. Samimiyetle söylenmiş bu sözler derslerimde rekabet stratejilerini her anlattığımda aklıma geliyor.

Derslerimizde; işletmelerin nasıl en büyük, en karlı, en çok satış yapan işletmelere dönüşebileceğinin yöntemlerini anlatıyoruz. Bunlarla ilgili makaleler, kitaplar yazıyoruz. Fakat bu en olma durumunun yöneticilerde, çalışanlarda hatta sosyo-ekonomik çevrede meydana getirdiği ve getirebileceği tahribata neredeyse hiç değinmiyoruz.   

Gözlemlediğim kadarıyla hayatın her alanında en olma arzusu insanda zaman içerisinde hırsa yani sonu gelmeyen isteğe, aşırı tutkuya dönüşüyor. En olmak isteyen insan iyi amaçlar için ortaya çıksa da hırsı kendisine ve çevresindekilere geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Acılar yaşatıyor. Bir Alman halk masalı olan Pamuk Prenses’teki kraliçenin kötü bir insana dönüşmesinin nedeni ‘en güzel’ olma hırsı değil mi? Masaldan uyarlanarak çekilen Pamuk Prenses ve Avcı (Snow White and Huntsman) filminde bu hırsın nasıl yakıcı bir hal aldığı gözler önüne seriliyor. Benzer şekilde ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov ‘Cengiz Han’a Küsen Bulut’ adlı eserinde en olma hırsı yüzünden yok olan hayatları çok çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Cengiz Han’ın dünyanın ‘en büyük’ hükümdarı olmak için masum bir aşka ve bir bebeğe yaptıklarını hüzünlenerek okuyoruz. Günün sonunda masum aşk ve bebek kaybediyor. Lakin bu kontrol edilemez hırsın asıl Cengiz Han’a zar verdiğini anlıyoruz!

Kültürümüzde ve hemen tüm değer sistemlerinde hırs tasvip edilmiyor. Büyük İslam âlimi İmam Gazali’nin “hırs insanın gözlerini kör eder ve gönülleri duyarsızlaştırır” diyerek insanlığı uyarması örneğinde olduğu gibi hırslı davranılmaması yönünde tavsiyelerde bulunuluyor. 

Peki, maddi ya da manevi bir şeyi istemek yanlış mı? Ona ulaşmak için çalışmak, gayret göstermek hata mı? Kader gayrete âşıktır anlayışı ve çalışmak erdemdir bakış açısı ile büyütülmüş nesiller olarak bu sorulara cevabımız tabii ki hayır olacaktır. Bununla birlikte hem isteklerimizin hem de isteklerimizi elde etmek için izlediğimiz yolların meşru olması gerekiyor.

Elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kişiler olarak arzularımızı gerçekleştirirken hırsın yerine azmi koyarak çalışmalıyız. Amacımız ve izlediğimiz yol doğru ise engelleri aşma konusunda kararlı olmalıyız ve elimizden geleni yapmalıyız.

Frida Kahlo, gerçekleştirmek istediklerinin esiri olmadan yaşamış. Azimle çalışmış. Daha da önemlisi en olma arzusunu bilinçli olarak reddetmiş. Bu reddedişin verdiği mutluluğu da “Bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hastasıyım” diyerek ilan etmiş. Tam da bu yüzden Kahlo’yu anlamaya çalışıyorum. Kendisi ile ilgili yazılanları okuyorum. Haberleri takip ediyorum. Hatta bu yazıyı da hayatını anlatan filmin müziklerini dinlerken kaleme alıyorum.

Kahlo özelinde, hırslarından arınarak insanlığın iyiliği için azimle çalışan herkesi alkışlıyorum!   

Güncellenme Tarihi
  • 05 Şubat 2023,
Yazının Adı
‘En Olmamak’