Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Edebiyat Eczanesi

Edebiyat Eczanesi

Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı diyenler galiba günümüzü düşünerek böyle bir kehanette bulunmuşlar.

Bir eczane düşünün her türlü ilaç var ama derdinize deva hiçbir kimyevi sentez onların arasında vücut bulmamış. Belki doktorunuz yanlış reçeteledi hastalığınıza deva olacak ilacı. Eczacınız ehil olmayabilir. Hangi ilacı aradığınızı bilmiyor olabilirsiniz. Eczacı

lık fakültesi yanlış formüller üretiyor olabilir. Hayır hayır büyük ilaç şirketleri yeni hastalıklar icat ediyor veya onların peşinde koşarak sizi çantada keklik görüyordur muhtemelen. Bütün bu söylenceler uzayıp gider. Bundandır meşhur yeni hırsızlar çok konuşanlardır diyorlar.

İnsanlar yalnızca yaptıklarından değil yapmadıklarından da sorumludurlar der filozof. Bugünü görseydi galiba önermesini tamamen insanlar sadece yaptıklarından sorumludurlara dönüştürecekti. Hatta yapılanların ne kadar kaba bir insan tipini ortaya koyduğunu görseydi bu söylediğini dahi söylemeyecek sadece susacaktı.

Evet edebiyat eczanesinde anlatı tarihi boyunca her ilacın üzerinde görünmeyen yazıyla yazılı devaya karşılık gelen o büyüleyici kelime yani estetik insan, halveti gönül oluşturulmaya çalışılmış. Bütün kusurları anlatı yazarı kendisine almış güzellikleri anlatıya atfetmiştir. İlmi derinlik ve insanı tanımadaki incelik zaaflarına yenik düşmeden ve laf ebeliğine kalkışmadan sözün güzelliğinin kısalığında olduğunu öncelemiş.

Erdem ve adaletle eczanede arz-ı endam eden her edebi eser estetik insanı daima yeğleyerek kaba insan tipini yaşamın dışına itelemiş. Bugün bize Ütopyalılar adasında gibi görünen o estetik insanı yaşamın içine dahil etmiş ve bugün yaşamımızı tamamen kaplayan Şişkinyalılar denen kaba insan tipini hayatın dışında tutmuş.

Şimdi edebiyatın eczanesi bir avam kulübesine dönünce Avamistan oldu bütün yaşam şehirleri. Zaten edebiyat eczanesine kimse pek uğramaz olmuştu. Rakipleri olan tamamlayıcı şifacılar her tarafta kol geziyor. Sanal alemde bütün kirlilikleriyle edebiyat eczanesinin yerini almaya çalışan Şişkinyalıların hazmı zorlaştıran hap tabletleri ne yazık ki Avamistanın en kaba insan tipini oluşturdu.

Hazzın doğası artık zihni tatmin etmek yerine bedenin arzularının her türlü tatminiyetinin peşinde koşunca edebiyat eczanesinde bulunan tabletlerin jelatinleri altına sıkıştırılmış veya sayfalara kazınmış ilaçlar günlük hatta anlık hazmı kolaylaştıran zahmetsiz yutulan kısa anlatılara döndü. Hazzın bedensel tatminiyeti için saatlerini ayıran Şişkinyalıların çağdaş görünümlü kaba insan tipi artık kısa metinleri de fazla görerek haptan daha mikro haplar üretimini pervasızca dillendiren bir avamistan yerlileri olduklarını iftiharla söylemeye başladılar. Görünüşleri şehirli, giyinişleri medeni, aksesuarları tam Şişkinyalılara mahsus bir imitasyon çöplüğü, konuşmaları köristanın dehrinin kibiristan semti oturanlarını andıran estetikte edaları her şeye hakim görünen ama hiçbir şeyi tam yönetemeyen bir yabancılaşmanın pergeliyle etraflarını çözen haldeler.

Nolursunuz bu Şişkinyalıların çağdaşı olmaktan beni alıverin. Veyahut bunlarla yaşamanın yolunu gösterin bana. Canım çok acıyor bu Şişkinyalılar’ın her yerde bulunmasından daha doğrusu her yeri istilasından. Cebimizdeler sinsice, evimizdeler arsızca, işyerimizdeler umarsızca, her yerdeler aynı zamanda hiçbir yerdeler. Yoksa Platon’un anlattığı Aisopos hikâyesindeki tilki gibi mi yapalım.

Malumunuz Aisopos öyle anlatır. Tilki nehrin akıntısına kapılır ve bir girdapta sıkışıp kalır. Oradan çıkmayı başaramaz ve beyaz köpek bitleri ona musallat olur. Bir zaman sonra bu bitler tilkinin kanını o kadar emerler ki patlayacak dereceye gelecek şekilde şişerler. O sıra oradan geçen kirpi tilkiye neden o beyaz köpek bitlerini üzerinden atmadığını söyler. Tilki ıstırap içinde lakin kendinden emin bir şekilde biraz da alaycı bir üslupla kirpiye kızar ve şöyle der: Bu bitler kanıma doymuşlar. Daha fazla yiyecek yerleri kalmamış. Bunları atarsam yerlerine aç olan yenileri gelir bende kan namına bir şey bırakmazlar. Platon anlatıyı burada bırakır.

Ya biz ne yapacağız. Hayatımızdaki nazik insanları çoğaltmaya şişkinyalıları azaltmaya çalışacağız. Hayat girdabında ne kadar sıkışmış olsak hatta etrafımızı şişkinyalılar sarmış olsa da yine iyiliğin devası gönlümüzün sevdası olan estetik anlatıları bulabiliriz.

Bulamayanlar aramayanlardır.

Aramaya devam efendim devam… 

Güncellenme Tarihi
  • 17 Mart 2024, 05:42
Yazının Adı
Edebiyat Eczanesi