Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Doğan Hızlan ile Geçen Çok Değerli Beş Saat

Doğan Hızlan ile Geçen Çok Değerli Beş Saat

Muhalif Yazarların I. Yıldönümü buluşmasıydı. İstanbul Su Müzesi’ndeki sevgililer günündeki buluşmada çok değerli muhalif yazarlarımız vardı. Bunlardan birisi de Doğan Hızlan’dı. İstanbul’daki toplantıya Doğan Hızlan’ın da katılacağını duyunca; sular altındaki Antalya’dan, son anda kendimi bir uçağa attım. Şehrimin ‘su’ ile imtihanının sürdüğü saatlerde İstanbul Su Müzesi’nde buluştuk Hızlan’la.

Neler konuştunuz, daha doğrusu neler dinlediniz derseniz? Hani son zamanlarda yapay zeka programlarına soruyorsunuz da, o da internet ortamında ki data base’i ile harmanlayıp cevaplar veriyor ya; Doğan Hızlan’ı dinlediğim beş saatin sonunda; hiçbir yapay zeka, özel beyinlerin yerini tutamaz deyip içime bir ferahlık geldi.

1950 kuşağının edebiyat dünyasından günümüz edebiyat dünyasına seyahat ettirdi bizi Hızlan. Yetmiş beş yıl boyunca aynı masada yiyip içip sohbet ettikleri;  Cemal Süreya’yı, Ferit Edgü’yü, Yaşar Kemal’i, Kemal Tahir’i, Necip Fazıl Kısakürek’i, Sait Faik’i, Rıfat Ilgaz’ı, Behçet Necatigil’i, Alev Alatlı’yı, Füruzan’ı, Necati Cumalı’yı ve diğerlerini anlattı bize.

Şairler, yazarlar, müzisyenler birlikte sohbet edemezlerse birbirlerini besleyemezler ya; Doğan Hızlan’da, sanki bizler de o masaların ucuna ilişivermiş sessiz konuklar gibi o kalabalık masalara bizi davet ediverdi.  Sohbetin hangi zamanında, edebiyat konuşulabildiğini, ne zaman egoların içki masasına misafir olduğunu, bazen yan masalarla tatlı tatlı atışmaları izledik masanın ucundan beri.

Doğan Hızlan Türkiye’nin çok değerli nadir bir eleştirmeni. Herkesi okumuş ömrü boyunca ve eleştirmiş. Düşünsenize, bu topraklarda bir edebiyat eleştirmeni olarak değerli olmak… Eleştirilmeyi sevmeyiz, hele edebiyatçı hiç hiç sevmez. Nasıl hem eleştirip hem de o masalarda dost sohbetleri edebilmiş? İşte, insan psikolojisinin sanatını icra etmiş Doğan Hızlan. Onları anlattı bize uzun uzun…

Kâh Divan Edebiyatından aruz ölçüsüyle yazılmış mısralar beyitler okudu, kâh anılarını dinledik kahkahalarla…

Çantasından el yapımı kumaş kalem kutusunu çıkarttı ve içinden koleksiyonundan en sevdiği birkaç kalemini masanın üzerine bıraktı. Kalem anılarını anlattı bize. Bir zamandan, bir kelimeden , bir anıdan yola çıkıp Cumhuriyet edebiyatının sayfalarında gezindik. Çok güzeldi, o kadar değerli bir dimağ ile birlikte olmak…

Tek çocuk olmanın avantaj ve dezavantajlarını anlatırken bize çok kadınlı bir ailede tek erkek olmanın şımarıklıklarını mizahi bir üslupla anlattı.

Bizleri ‘Su Müzesi’nde ağırlayan ev sahiplerimiz de Suyun tarihinin içinde gezdirdiler bizi. Uğurlarken de  ‘Su gibi ömrünüz olsun’ diyerek uğurladılar. İstanbul’un ıslak sokaklarında yürürken insanoğlunun ‘Su’ ile imtihanını düşündüm, biraz evvel o değerli sohbet masasından kalkmış, yazarlarımızla, şairlerimizle birebir hasbihal etmişçesine,  o güzel anılarla…

Güncellenme Tarihi
  • 18 Şubat 2024, 00:05
Yazının Adı
Doğan Hızlan ile Geçen Çok Değerli Beş Saat