Elimizin kolumuzun bağlı olduğu anlar vardır. İşte böyle günlerden birindeyim.
Kafkalizmi yaşıyorum. Franz Kafka bu dünyadan göçeli 100 yıl olmuş.
Onun isyanı Çek Çek topraklarında kırmızı bir kaşe ile yaşatılıyor.
Çek çek toprakları yüzyıllar öncesinde kendi yaşadıkları mezalimi günümüzde masumlara karşı ne hikmetse sergiliyor.
Avrupa Bürokrasisi, vahşi acımasız umursamaz bir duruş sergileyerek modern gözüken bir yüzyılda hâlâ insanı ötekileştiriyor.
Kuruların yanında yaşları da yakıyor.
Adalet Adalet diye haykırdığımız, güçlünün zayıfı ezmekten adeta haz aldığı, ipini koparmış dünyanın içinde savrulduğumuz şu günlerde, Prag sokaklarını turluyorum.
Dusni sokağında, güçlü heybetli haliyle dünyanın çilesini sırtlayan düşünme yetisi elinden alınmış üst akıl heykeline bakıyorum.
Kadife Devrimi esnasında yüzyıllar içerisinde birbirine karışmış iki toplumu birbirlerine zarar vermeden ayrıştıran kadim insanların ülkesinde, “Sakıncalı İnsan” muamelesi göreceğimi hiç ummuyordum.
Az ileride, Franz Kafka’nın evinin önünde bulunan “İşeyen Adamlar” heykeline yanaşıyorum.
Mutlu oldukları yüzlerinden öylesine belli ki bu gülümseyişin sebebi
“Bu dünyanın içine ediyor” olmalarından kaynaklanıyor olsa gerek bende onlara eşlik etmek istiyorum.
Biraz ileride İnsan yüzlerinin değişkenliği ve dönekliğinin en güzel vurgulandığı noktalardan biri olan “Kinetik Baş” heykeline gidiyorum.
Saatlerce bakıyorum bakıyorum.
Bir şey görüyorum
Bir şeyin bir olmadığını
Bir yüzün bin bir halini
Güçlünün ve bürokrasinin mezaliminden isyan eden Kafka’ya hak veriyorum.
Dar sokaklar arasında, son buluyor umutlarım.
Sigmund Freud heykelinde adeta kendimi görüyorum.
İşte benim hayallerimi umutlarımı da böylesi astılar.
Mantıksız irrasyonel davranışlar sergileyen otoriteye karşı zafer kazanmak zor,
Mücadele
Hak arama
Doğruyu savunma
Mazlumu destekleme
Bu duruş , Rabbin DNAlarımıza kodlaması olsa gerek,
aynı sofrada oturmasak da
aynı dili konuşmasak da
aynı dünyada bizi biz yapan ortak değerlerimiz bunlar olsa gerek.
O gün ne kadar mutlu idim.
Bayramlık gömleğimi giyip tıraşımı olmuştum.
Kırtasiyeci Mehmet abinin dükkanındaki en iyi fotokopi kağıtlarından dosyalarından almıştım. Şık güzel olsun istemiştim.
Bir hafta boyunca 80 sayfalık kitapçık hazırlamıştım.
Onlarca Tapu ve Ruhsat
20 Yıllık ticari hayat
30 Yıllık çalışma hayatı
30 Yurtdışı ülke seyahati
10 Yıllık Amerika vizesi 2 sefer
6 ay evvelki Çekya vizesi
Vukuatsız yaşam içinde
Vukuatlı nüfus örneği
Bankalardaki küpler
Ticari Davetiye
Parmak uçlarım
Vs. vs.
Diş örnekleri hariç hepsi ama hepsi,
Günün sonunda, Kırmızı bir Mühür
“Seyahatimi İnandırıcı bulamamış”.
Ne denebilir ki
Haklısınız
Frank KAFKA
Vaclav HAVEL
Karel ÇAPEC
Milan KUNDERA
Nazım HİKMET
17 Kasım ruhuna sadık kalanlar...
Değerli eserler bıraktınız.
Kısmet olmadı.
Sizleri anlayabilmek
Kısmet olmadı.
Eserlerinizden rant elde edenlerin
Engellemeleriyle sizlere ulaşamadık.
İncil ne diyor,
Yeşaya 1:17
“İyi olanı yapmayı öğrenin, adaleti arayın, mazluma yardım edin, yetimi savunun, dul kadının hakkını koruyun.”
Burada adalet, sadece bir kavram olarak değil, aynı zamanda zayıf ve korunmaya muhtaç olanları savunma görevi olarak da öne çıkar.
Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki siz silahsızsınız bayım (bürokrasi)/ Frank KAFKA
Ve
Üstatlar son sözü söylediler...