“Eşine ve işine zaman ayırmada bahis sitelerini engel gören kişi normaldir. Eşini ve işini bahis sitelerine ulaşmaya engel gören kişi ise bağımlıdır.”
Açık kaynak bilgilerine dayalı olarak ülkemizde 350 bin üzerinde bahis sitesi faaliyet içindeymiş. Devletimizin ilgili kurumlarının başvurusu ile birçoğu kapatılmıştır. Bu kapatma işi önemli fakat sanırım bahis işinden para kazanan insanlar bunun da bir çözümünü bulmuştur. Önemli olan bu siteler ile oynanan sanal kumar ve benzeri zararlı alışkanlıkların oluşmasına, yaygınlaşmasına ve “ocakların” söndürmesine neden olan anlayışın ortadan kalkmasıdır. Yazımda bu anlayıştan değil, bu anlayış sonucu oluşan tablonun bireysel, ailesel ve toplumsal yaşama olan yansımalarından bahsetmeye çalışacağım. Bu tabloyu ortaya koymak, dolaylı da olsa bu süreci önleyici ya da iyileştirici çalışmalara yön verecek bir farkındalık oluştur.
Bahis sitelerinin bireysel yaşama olan yansımalarını, zihinsel, nörolojik ve bedensel olarak ele almak ve incelemek mümkündür. Beyin yenilik arayan bir organdır. Beyine iyi gelen şeyin oluşturduğu nöro ileticiye Dopamin deniyor. Dopamin, bir anlamda istemektir. Beyin Dopaminin salgılanmasına neden olan yiyeceği tekrar yemek, içeceği tekrar içmek ve eylemin tekrar edilmesini ister. Artık kişi için daha doğrusu beyin için önemli olan bahis oynamakla oluşan duygular bağlamında salgılanan dopaminin yeniden salgılanmasıdır. Kişi bu deneyimi gerçekleştirmek için en temel içsel motivasyona sahiptir çünkü beyin istiyor. Beynin istediği şeyi elde etmiş olmasını verdiği rahatlığa eşlik eden duyguları tekrar yaşayabilmek için kişi her türlü yola başvurabilir. Bu isteğin gerçekleşmesi geciktiğinde gerginlik giderek daha da artar, gerginlik beyni daha hassaslaştırır, bu hassaslaşma gerginliği daha da artırır, kişi bu gerginliği giderecek bir yol bulamaz ise beynin uyuşmasını sağlayacak psikoaktif bir maddeye yönelebilir. İlk zamanlarda eylemin verdiği heyecanı yaşamak için bahis sitelerine giren kişi, bahis sitelerine giremediğinde yaşadığı yoksunluğun baskısından kurtulmak için bahis sitelerine girmeye başlar ve böylece bağımlılık oluşur.
Zihin; bu süreci canlı tutmak, işleyen bellek alanında tutmak, zihinde canlandırmak ve farkındalık alanının dışına çıkmasını engelleme görevine sahiptir. Evinde ailesiyle, iş yerinde arkadaşları ile yolda yolcular ile yalnız kaldığında kendi ile sürekli zihninde bahis eylemleri vardır. Eylemin verdiği hazzı tekrar yaşamak ve eylemin engellenmesi durumunda yaşanan yoksunluğun verdiği acıyla baş edebilmek için tek çözüm eylemin kendisidir. Bunun gerçekleşmesi için zihin radara dönüşür. Eylemi nasıl, ne zaman, nerede ve ne kadar gerçekleşeceği, engellerin nasıl aşılacağı, kaynakların nasıl bulunacağı ve bu sürece ilişkin soru soranlara nasıl bir açıklama yapacağına ilişkin bütün açıklamalar zihnin görevidir. Zihnin bu görevleri yerine getirebilmek için harcadığı zaman ve enerji yoğunluğunun oluşturduğu baskıya stres denir. Bu süreci, sürekli problem çözmeye çalışan bir öğrencinin beta beyin dalgalarının frekanslarının artması ve alfa beyin dalgalarının frekanslarının azalması gibidir. Bu baskı ya da stresten kurtulmanın en iyi yolu sürecin başında inkar, ortasında mantığa bürüme ve sonrasında yansıtma yani başkalarını suçlama ile sonuçlanır. Bu noktaya gelen kişinin psikolojisinin bağışıklık sistemi olan kişiliği, engellere ve engellemelere karşı sığınağı olan benliği zarar görür.
Bahis sitelerinin biyolojik ve psikolojik boyutlarda nasıl yaşandığı yukarıda tartışılmıştır. Bu bölümde bahis sitelerinin sosyal yaşama olan muhtemel yansımalarına bakalım. Dolandırıcılığın hâlâ toplumda alıcı bulmasının nedeni, hem dolandıranlar için hem de dolandırılanlar için kolay para kazanma amacı ile açıklanabilir. Ünlü bir dolandırıcının hâkime verdiği ifade bu anlamda çok manidardır. “Hâkim bey ben beni kandırmak istemeyen hiç kimseyi kandırmadım.” Bahis sitesinin sahibi de kolay para peşinde, bu siteyi kullanarak para kazanmak ya da zengin olmak isteyen kişi de kolay paranın peşinde. Kavramsallaştırma da insan doğasına uygun “Kolay Para.” Birilerinin kazandığı birilerin kaybettiği bir süreçte kazanılan para en zor paradır çünkü o haramdır ve hesabını vermek çok zordur. “İş var çalışan yok” söyleminin bir nedeni de bu kadar kolay para kazanma beklentisi olabilir mi? Süreç, hem kolay para kazanmaya hem de heyecan verici olunca işe girmek ve çalışmak zahmetli ve stres vericidir.
Eşine ve işine zaman ayırmada bahis sitelerini engel gören kişi normaldir. Eşini ve işini bahis sitelerine ulaşmaya engel gören kişi ise bağımlıdır. Böyle bir kişi ne evliliğini ne de sosyal ilişkilerini sürdürebilir. Evlilikleri bitmeye ve sosyal anlamda iflas etmeye mahkûmdur. Parçalanmış ailelerin çocuklarında uyumsuz davranışların yanında gelişimsel gerilikler de gözlenebilmektedir. Bir ailenin çocuğuna kazandırması gereken en temel duygu sorumluluktur. Çocuklarım acaba iş bulabilecekler mi diye hissettiği kaygıyı ve korkuyu dile getirince ona “senin çocuklarında sorumluluk var ise işsiz kalmazlar” demiştim. Sorumluluk duygusu dürtü kontrolü için olmazsa olmaz duygudur. Sorumluluk anlık doyum veren hislerin peşinde koşmayı engelleyen en temel farkındalıktır. Kazandıkları ile kaybettiklerini asla geri alamayacağı bir sürece giren günümüz insanı anı yaşamak yerine anlık yaşayarak sorumluluktan yani kendinden kaçarak yaşamaya çalışıyor.