Hattuşa-a bendi...
Hitit Uygarlığı, ülkemin batıdaki uygarlıklarından daha çok ilgimi çekiyor. Bu yüzden Hattuşa notlarını a bendi, b bendi olarak yazacağım.
Hititler 1000 tanrılı panteona sahipler. Panteon; tüm tanrıların toplandığı bir birlik. Hititler de fethettikleri toprakların tüm tanrılarını toplamışlar, hepsine tapınaklarında yer ayırmışlar, günlük yaşamlarının içine sokmuşlar, tapınmışlar, adaklar adamışlar, hep birlikte mutlu mesut yaşamışlar. Gün gelmiş onlar da tarihin sayfalarından silinip gitmişler ama Anadolu’da devasa heykeller, tapınma alanları bırakmışlar. On binlerce yazılı tarih, kil tabletler bırakmışlar. Onları çözüp sayelerinde tarihimizi anlayabiliyoruz. Yazmak çok önemli.
Biz ilkokul kitaplarımızda Hititleri , Etiler olarak öğrendik, sonra international bilgiyle Hititlere evrildi bu isim. İstanbul’un gözde semti Etiler, Eti bisküvileri, Ankara Eti heykeli-sonradan adı Hitit Heykeli oldu- adını Eti’lerden almış.
Neyse biz dönelim Hititlere, Hititler Anadolu’ya geldiklerinde yerli halk Hattiler varmış, birer birer onların krallıklarını alıp ülke topraklarını genişletmişler. Hattuşa da Hititlerin en gelişmiş dönemlerine başkentlik yapmış. Krallarından Anitta, ünlü lanetini bu şehre yapmış. Çok büyük hazineler olduğuna inandığı şehri kuşatmış, hiçbir şey bulamayınca da demiş ki; “geceleyin yaptığım bir saldırı ile şehri aldım. Yerine yaban otu ektim. Benden sonra her kim kral olur ve Hattuş’u yeniden iskan ederse gökyüzünün (Fırtına Tanrısı’nın) laneti üzerinde olsun.”
Ama daha sonra başa geçen krallardan 1. Hattuşili bir güzel buraya şehrini kurmuş ve Fırtına tanrısı Teşhup’ta lanetini yağdırmamış.
Geçen yıl yüksek lisans derslerinden, Anadolu Medeniyetleri Tarihinde hocamız meşhur Şuppilulima’yı o kadar detaylı anlattı ki, arkamda oturan dünya tatlısı Naciyecim, uzun süre aynı pozisyonda oturamama özelliğiyle hop oturup hop kalkmıştı. Sonraki ders de şansa bakın ki, arkeolojiydi ve konu yine Hititlerdi. Naciyecim, gülerek hocaya, artık Hitit kelimesi duymak istemiyorum dedi. Hoca da gayet sakin, zaten onlar da kendilerine Hititler demezlerdi, Neşalılar olarak bahsederlerdi kendilerinden ben de bu akşam size Neşalıları anlatacağım demişti. Ve Hititleri anlatmaya devam etmişti...