Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Aklı Karışıklar İçin Kılavuz

Aklı Karışıklar İçin Kılavuz

Başlığı okuyanlar İngiliz iktisatçı E. F. Schumacher’in en bilinen eserlerinden birisi olan ‘Aklı Karışıklar İçin Kılavuz’ kitabına atıfta bulunduğumu düşünebilirler. Haksız da sayılmazlar. Bilhassa Schumacher’in ‘Batı insanı araçlarda zengin, amaçlarda yoksul kalmıştır’ sözü yaşadığımız birçok tarihi olayda doğrulanmaktadır.

Bu durumu haftalardır İsrail’in Gazzeli Filistinlilere karşı yürüttüğü insanlık dışı saldırılarda da görebiliyoruz. Kendilerini gelişmiş olarak tanımlayan Batılı ülkelerin hükümetleri koşulsuz şekilde bu vahşeti destekleyerek sanki iradelerini İsrail’in sözde kutsal savaşına teslim etmiş gibi davranıyorlar.

İşin garibi aynı zamanda bu ülkeler ‘aydınlanma’ düşüncesi üzerinden insanlığı daha medeni bir aşamaya taşıdıkları konusunda da her zaman övünüyorlar. Aydınlanmayı da din ile ilişkilendirilmiş hurafelerin etkisinden dünyayı kurtararak aklı merkeze alan ve hümanizm üzerine temellendirilmiş bir yaklaşım olarak açıklıyorlar.  Peki, bu ülkeler aydınlanma medeniyetinin kurucusu olduklarını her fırsatta beyan etmelerine rağmen bir ucu dini hurafelere diğer ucu soykırıma dayanan bu savaşı neden destekliyorlar? Akılları mı karışık?

Onların akılları karışık mı yoksa ortaya çıkardıkları medeniyet bir aydınlanma medeniyeti değil de gerçekten milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un söylediği gibi ‘tek dişi kalmış bir canavar mı?’ emin olamıyorum. Lakin emin olduğum bir husus var o da bu savaş konusunda pek çoğumuzun da aklının karışık olduğu. Öyle bir bilgi kirliliği sarmalına maruz kalıyoruz ki aramızdaki en makul kişilerin akılları bile zaman zaman ‘Acaba bu savaşın sorumluları Filistinliler mi?’ diyecek kadar karışıyor. Konu bir anda akıl karışıklığının ötesinde ahlaki değerlerin erimesine ve tarih bilincinin kaybolmasına kadar varıyor.

Sanıyorum bu aşamada ahlak ve tarih zemininde sağlıklı değerlendirmeler yaparak yolumuzu bulabilmemiz için bir kılavuza ihtiyacımız var.  Bu düşünceden hareketle başta kendim olmak üzere aklı karışık olanlara yardımcı olabilmek için oluşturduğum kılavuzumu sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Madde 1: Bu zulüm İsrail’i yöneten Siyonist ideolojinin kendilerine vaat edildiğini varsaydıkları toprakları işgal etmek istemesinden kaynaklanıyor. İsrail geçtiğimiz yüz yıl içerisinde neredeyse tüm Filistin topraklarını işgal edip, Filistinlileri her türlü hile ve kötülüğe maruz bırakarak ya göç etmeye zorladı veya ölümle yüz yüze bıraktı. Filistinliler ülkelerini savunduklarında ise onları ‘yerleşimcilere’ terör eylemi yapan ‘teröristler’ olarak adlandırdı. Lakin bu kişiler ‘yerleşimci’ değil ‘işgalcidirler’. Ayrıca ülkesini işgalcilerden kurtarmak isteyenler terörist değil bağımsızlık mücadelesi veren insanlardır. Tıpkı Kurtuluş Savaşımızda işgal güçlerine karşı ‘Ya istiklal ya ölüm diyerek’ savaşan atalarımız gibi!

Madde 2: Bağımsızlık mücadelesi verenler yalnızca işgalci İsrail hükümetlerine, ortaklarına ve onların silahlı kuvvetlerine karşı koymalılar. Sivilleri ve masumları hedef almak şöyle dursun tam tersi onları koruyacak şekilde hareket etmeliler. Boşnakların Bilge Kralı Aliye İzzet Begoviç’in ‘Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir!’ sözü temel ilkeleri olmalı. Aksi takdirde İsrail hükümetlerinden farkları kalmaz.

Madde 3: Yahudilerin tamamı Filistinlilere bu zulmü reva görmüyorlar. Dünyanın birçok yerinde hatta İsrail’de bile bu vahşeti kınayan ve durmasını isteyen Yahudiler var. Tıpkı farklı dinlerden ve ırklardan insanların İsrail’e karşı Filistinlileri destekledikleri gibi Filistinlileri destekliyorlar. Dolayısıyla mesele artık din ya da ırk bağlamında değerlendirilemez. Mesele iyi insanlar ile kötü insanlar arasındaki bir meselesidir. Kötüler; Filistinlilere karşı uygulanan insanlık dışı davranışlarda dinine, ırkına, cinsiyetine, ülkesine bakılmaksızın İsrail’in yanında duranlardır. İyiler ise yine dinine, ırkına, cinsiyetine ve ülkesine bakılmaksızın bebek katliamlarına ve soykırıma karşı Filistin halkı ile dayanışma içinde olanlardır. 

Madde 4: İsrail ve yandaşlarına Filistinlileri yok edecek bu gücü Fransız yazar Etienne de La Boetie’nin ‘Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev’ adlı kitabında belirttiği gibi kendimiz veriyoruz. Dünyayı yöneten hükümetlerin birçoğunun sessizlikleri İsrail için mazlum Filistinlileri ezecek ayaklara dönüşüyor. Cılız ve hiçbir yaptırım içermeyen tepkileri de İsrail’e Filistinlileri dövecek eller sağlıyor. Halklar değil ama hükümetler haksızlık karşısında duyarsız kaldıkları için dilsiz şeytana dönüşüyorlar. Masum değiller. Gerçek anlamda harekete geçmedikleri her saniyede de insanlık adına bizi bu günaha ortak ediyorlar.

Şimdi akıl karışıklığını aştıysak birey olarak bu kötülüğü durdurmak için maddi imkânlarımız dâhilinde elimizden geleni yapmalıyız. Elimizden bir şey gelmiyorsa konuşarak kötüyü ve kötülüğü herkesin anlayabileceği biçimde anlatmalıyız ki iyiler neler olduğunu anlasın ve kötülük karşısında birlik olsun. Bunu da yapamıyorsak iyiler ve mazlumlar için hayırlısını, zalimler için ise müstahak olduklarını istemeye yani dua etmeye ara vermeden devam etmeliyiz.

Sonuçta aklı karışık olmayan iyiler cesaretle birlik olurlarsa kötüler tarihteki yerlerini almaya mahkûm olacaklardır.

Güncellenme Tarihi
  • 12 Kasım 2023, 07:21
Yazının Adı
Aklı Karışıklar İçin Kılavuz