Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Affetmek: Geçmişi Bilerek ve Geleceği Öngörmek Anı Yaşama Sanatı

Affetmek: Geçmişi Bilerek ve Geleceği Öngörmek Anı Yaşama Sanatı

Toplumsal yaşam, paylaşmayı, iş birliğini, iletişimi, birbirine güvenmeyi ve sorumluluk
almayı gerektiren bir süreçtir. Toplumdaki her bireyin bu özellikleri gösterebilecek yeterliliğe
ve tutuma sahip olması hem sosyal yaşam için hem de toplumun devamı için önemlidir. Bu
dinamiklerden yoksun milletlerin çok kısa süre içinde yok olarak tarihin tozlu sayfalarında
yer aldığı bilinmektedir. Okulların görevi de yeni kuşaklara bu özellikleri kazandırarak
bireyleri toplumsal yaşama hazırlamaktır. Bu bağlamda okul gerçek hayatın bir provasıdır
denilebilir.
Yukarıda sayılan dinamiklere sahip olmayan milletler sosyal, psikolojik ve maddi miraslarını
hızla tüketmektedir. Paylaşmayı bilmeden komşuluk yapılabilir mi? Güven yoksa paylaşma
olabilir mi? Sorumluluk yoksa kim yaptığı bir davranışın ya da yaptığı bir seçimin
sonuçlarına katlanabilir ki?
Günümüz insanı giderek yalnızlaşmaktadır. Bu içine kapanma ve derin sessizlik iyiye işaret
değildir. İnsanları iyileştiren programlar değil yine insanın kendisidir. Bu tabloyu biraz daha
somutlaştırmak mümkündür. Yapılan araştırmalara göre düşüncelerini, duygularını,
davranışlarını ve bedenini yönetmede zorlanan bireyler için 35 milyon tablet antidepresan ilaç
yazılmış. Eğer önlem alınmaz ise 2050’li yıllarda intiharlarda çok ciddi artış olacağı tahmin
edilmektedir.
Bir an önce kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları oluşturulmalıdır. Bu planlar hem kişisel
düzeyde hem de toplumsal düzeyde bütün kurum ve kuruluşların katkısı ile hazırlanmalı ve
sorumluluk duygusu ile uygulanmalıdır. Bu sürece özellikle üniversiteler, il ve ilçe milli
eğitim müdürlükleri, sivil toplum kuruluşları katkı sağlamalı ve işbirliği yapmalıdır. Çünkü
bir insanın bu süreçte kalmaya devam etmesi aidiyet duygusunun zedelenmesine neden
olabilecektir. Aidiyet duygusunu yaşamak ya da bu eksikliği giderebilmek için alınacak
bireysel önlemler ister istemez kutuplaşmayı ortaya çıkaracaktır. Sonuçta birbirine tahammül
edemeyen, katlanamayan, hoş görmeyen, yaşamasına izin verme hakkı elinde olan ya da
olmayan insanların oluşturacağı bir toplum ortaya çıkar.
Bir futbol maçı sonrasında rakip oyuncunun ya da taraftarın canına kıyacak kadar bir tepkide
bulunma hakkını bu insanlara kim verdi? Kimse vermedi, kendilerinin artık buna hakkı
olduğunu düşünmeye başladılar. Çünkü tuttuğu takım onun son kalesidir ve onu canı
pahasına korumak zorundadır.
Çözüm için bir yerden başlamak gerekir. Başlangıç noktası olmasa bile işlevsel bir yerden
başlamanın zamanı geldi hatta geçmek üzeredir. Bu ülkede yaşayan ve huzur içinde
hayatlarını sürdürmek isteyen insanların bu gelinen noktada başarması ya da öğrenmesi

gereken şey affetmektir.
Affetmek, anlamayı, kendini ve başkasını olduğu gibi kabullenmeyi, hoşgörülü olmayı,
kendi olmayı, güven vermeyi ve almayı, işbirliğini, sorumluluk almayı ve haddini bilmeyi
sağlayan temel unsurdur. Çünkü affetmek zayıf insanların işi değil güçlü insanların işidir.
Affetmek bireyin zamanını ve enerjisini verimli bir şekilde kullanmasını sağlar.
Affetmek bireyin her zaman kendine verdiği bir hediyedir.
Affetmek unutmak değildir. Hayvanat bahçesinde çalışan bir adama aslan saldırır ve hayatını
zor kurtarır. Adam daha sonra çalışmaya başlar fakat bu aslana iyi davranmadığını fark eder.
Bu onu çok rahatsız eder. Bu bağlamda bir psikoloğa gider ve psikolog adamdan aslanı
affetmesini ister. Adam aslanı affeder ve onunla ilgilenmeye başlar. Fakat aslan adamı tekrar
ısırır. Adam tekrar psikoloğa gider ve psikolog ona affet ama unutma der.
Affetmek aynı şeyi bu insanda bir daha görmeyeceğiz anlamına gelmiyor.
Affetmek bu insanı daha iyi tanımak ve kendimizi buna göre ayarlamak ve ona ilişkin
beklentilerimizi yeniden düzenlemek anlamına gelmektedir.
Affetmek sayesinde taşıdığımız ve bize hiçbir katkısı olmayan bir yükten bizi kurtarır.
Affetmek bizi geçmişin kölesi, geleceğin belirsizliklerinin kurbanı olmaktan kurtarır.
Affetmek gerçekten bize şükretmeyi ve sabretmeyi öğretir.
Ne güzel söylemiş F. Von. Schiller: “Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.”
Laurance Sterne ise: “Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkakların tabiatında af
diye bir şey yoktur.” der.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz ne güzel anlatır o affedicileri: “Onlar bollukta ve darlıkta
sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.
Son söz affetmek, aynı şeyin tekrar tekrar başınıza gelmesine izin vermemektir. Bu geçmişte olanı
bilmek ve geleceği öngörerek anı yaşama sanatıdır.

Güncellenme Tarihi
  • 06 Ağustos 2023, 11:38
Yazının Adı
Affetmek: Geçmişi Bilerek ve Geleceği Öngörmek Anı Yaşama Sanatı