Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

‘ADALETİN BU MU DÜNYA?’

‘ADALETİN BU MU DÜNYA?’

Ne iyi karar vermişim. 

Uzun yıllardır mecbur kalmadıkça İstanbul içinde araç kullanmıyorum. 

Henüz 20’li yaşlarımda çift şoförlü ve çok araçlı olduğum düşünülürse, nasıl da gerilemişim!

Bundan genelde mutluyum. 

Zaman zaman yoğunluk ve sağlık riskine rağmen, metro ve metrobüs, bazen otobüs ve mecbur kalınca da minibüs dahi kullanıyorum. 

Binilen araç ile ‘statü’ edinilmediğini yıllar önce bir gece mekanı önünde çözdüm. 

Bir arkadaş grubu dönemin en popüler mekanına gidecektik. 

Arkadaşımda en yenilerden Range Rover, ben de ise döküntülerden Hyundai vardı. 

Sadece ‘arkadaş’ grubu idik. 

Benim hiç tanımadığım tek kişi, eşitlik olsun diye arabama bindi. 

Mekânın önü ana baba günü gibiydi. 

Önümdeki Range Rover’ı valeler, almadıkları gibi kovarcasına ‘hızlı yürü’ diye bağırdılar. 

Ben bunu görünce zaten ne yapacaktım ki?

Pencerem açıktı ve ben de o arabanın peşinden gitmeye hazırdım.  

‘Osman abinin arabasını alın’ diye bir ses duyuldu vale yöneticisinden. (Tuncay)

Yanımdaki arkadaş, söylendi ‘aaa arabayı değil, adamı seçiyorlarmış.’

Az önceki gerçek de olsa normal olan değildi. 

Görüntü ve güç kendisini en ‘solcu’, ‘en gariban dostu’ sayanın dahi görünmez veya görünür şekilde tapındığıydı. 

Bu ‘tipler’ anti-emperyalist ve ‘bağımsızlıkçı’ nutuklar atarlar ama konusuna göre ‘kapılanacak’ sağlam dayı, sağlam ortak, sağlam şirket ararlar.

İşte böyle düşüncelerle ‘metroya’ doğru yerin altına indim. 

Uzaktan yaklaştıkça zihnime vuran, yüreğimi alan bir sokak şarkıcısı kadın  gitarına sesiyle eşlik ediyordu: ‘adaletin var mı dünya?’ 

Yaktı beni. 

Öyle yakaladı ki..

Hava soğuk.  Çok soğuk ve karlıydı. 

‘Adaletin var mı dünya?’

Ve tam önümde sol tarafta cılızlaşmış, yorgun ve kesinlikle hasta bedeni ile bir yaşlı elindeki bir kaç kağıt mendili satmaya çabalıyordu.  

Sağda ise bir şizofren yalınayak ve kirli bedeni ile yere çökmüş, başı öne eğik öylece duruyordu. 

Ses ben ilerledikçe yaklaşmadı!

Beynime yerleşti. 

‘Adaletin var mı dünya?’

Kemalettin Tuğcu romanları ile merhamet ve vicdanı derinleşmiş kuşağız. 

Ve bu metrodaki 3 kişilik ‘tablo’ dünyanın özetiydi. 

Ve şarkı o an için yazılmış gibiydi. 

Nasırlı vicdan, kaybolmuş merhamet, tükenmiş insanlıkla yolun sonuna geldik. 

Adaletin var mı dünya?

Peygamberini çarmıha geren, göz kırpmadan katliam ve soykırım yapabilenlere mi soruyorsun?

Yok. 

Ve belki hiç olmamıştı.

Güncellenme Tarihi
  • 23 Şubat 2025, 00:33
Yazının Adı
‘ADALETİN BU MU DÜNYA?’